HERKES ÖĞRETMENLİK YAPABİLİR Mİ?
http://www.milliegitimciler.com sitesinde yayımlanan
haberde;
“Eğitim
Sen 1 No'lu Şubesi, İzmir Motor Meslek Lisesi'nde Din Kültürü
ve Ahlak Bilgisi dersine ücretli öğretmen olarak gelen ders
müfredatında olmadığı halde öğrencileri masaya çıkarıp namaz
kıldırdığı ve başarısız öğrencilere "gavur" başarılara
da "Müslüman" dediği ileri sürülen imam Halil Uluser
hakkında yetkilileri göreve davet eden bir basın açıklaması
yaptı.
Şube Başkanı Ali Rıza Özer, son yıllarda idareci
atamaları nedeniyle ülke tarihi boyunca olmadığı kadar Din
Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni açığının doğduğunu
belirterek, "Geçtiğimiz aylarda Eğitim-Sen olarak bu
uygulamaya karşı çıkmış, pedagojik formasyonu olan öğretmenler
tarafından bu ihtiyacın karşılanmasını talep etmiştik" dedi.
Tüm bunlara karşın idarecilerin dışarıdan imamları ücretli
öğretmen olarak derslere soktuğunu kaydenen Özer,
"Bunun son örneğini İzmir Motor Meslek Lisesi'nde Din Kültürü
ve Ahlak Bilgisi dersine ücretli olarak giren emekli imam
Halil Usluer'dir" dedi.
Uluser'in ders müfredatında olmadığı halde öğrencileri
rahatsız ederek tahtada namaz kıldırdığını belirten Özer,
kılan ve kılamayan öğrencilerin "gavur-müslüman"
şeklinde ayırıldığını ifade etti. Özer, Uluser hakkında daha
önce okulun öğrencileri idareye şikayetlerde bulunduğu müdür
yardımcılarının da
"size öğretmeni ezdirtmeyiz" dediklerini, sendika olarak
olayın takipçisi olacaklarını söyledi”.
Şeklinde
beyanat bulunmaktadır.
Umarım ki bu
haberde bahsedilen husus doğru değildir. Emekli bir imam
ortaöğretim kurumunda derse girer ve namazı yanlış kılanlara “gavur”
derse, bu günümüzdeki eğitim kurumlarından bazılarındaki
uygulamaların Osmanlı’nın Tanzimat döneminden de geride
olduğunu gösterir. Çünkü o dönemde gavura (!) bile “gavur”
demek yasaklanmıştı.
Bizim bildiğimiz Kelime-i
Şahadet getiren herkes Müslüman’dır. İslam’ın diğer şartlarını
yerine getirmeyen olsa olsa günahkâr olabilir. Bunu biz sade
bir Müslüman olarak bildiğimize göre, yıllarca imamlık
yaptıktan sonra emekli olmuş bir imamın daha iyi bilmesi
gerekir. Bunu bilmemesine de zaten imkân yoktur. Namaz
kılmayan belirttiğimiz gibi olsa olsa günahkâr olabilir ve bu
günahını da Yaratan’a yalvararak affettirebilir.
(“Bir
Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır” diye bunun için
söylenmiştir zannediyorum.)
Allah bile Kuran-ı Kerim’de namaz kılmayana “gavur” demiyor.
Emekli imam kendisini kimin yerine koyup da namaz kılmayana
“gavur” diyebilecek kadar ileri gidebiliyor? Bu cesareti
kimden, nasıl alabiliyor? Bu cesareti kimseden almadan kendisi
söylüyorsa ne yazık ki yıllarca İslam dinini bilmeden imamlık
yaptığı ortaya çıkıyor.
Eğer yukarıdaki haber doğru
ise
namazı yanlış
kılan öğrencilere “gavur” diyen imam, kılmayanlara kim
bilir neler der.
İnsanın aklına, bu sözü adı
geçen emekli imam söylemişse başka bir niyetle bilerek
söylemiştir, diye geliyor. Eğer bu söz söylenmişse bana göre iyi niyetle
söylenmemiştir. Bu kafa ile Sivas’ta 37 Can yakılmıştır, bu kafa ile
Sivas ve Maraş olayları meydana gelmiştir, bu kafa ile Nesimi’nin derisi yüzülmüştür, bu kafa ile Şeyh Bedrettin idam
edilmiştir, bu kafa ile Gonca KURİŞ öldürülmüştür. Hatırlanacağı üzere bu kafada olanlarla ilgili
daha önce NELER OLUYOR
yazısını yazmış ve ""Din
akıldan ibarettir, aklı olmayanın dini yoktur. Aklını
kullanmayanlara pislikler yarattım" mealindeki ayetleri de
unutmayarak aklımızı başımıza alalım, aynı milletten
kardeşlerin birbirine düşmemesi için uyanık olalım. Din,
dil, renk, mezhep, tarikat ayrımı yapmadan Anayasa'mızda ve
Milli Eğitim Temel Kanunu'nda belirtilen görevlerimizi yerine
getirelim."
demiştim.
İslam’daki hoşgörüyü
herkesin, bilhassa “din adamı” gözükenlerin iyi öğrenmesi
gereklidir. Yukarıdaki olay doğru ise bize her din adamı
gözükenin İslam dinini iyi bilmediğini göstermektedir. Bu
gibiler, kendileri dini bilmiyorsa öğrencilere neyi nasıl
öğretecekler?
Son söz:
Eğitimini almamış
bir öğretmen nasıl ki cenaze yıkamasını bilemezse, namaz
kıldırmasını bilemezse, vaaz vermesini bilemezse; eğitimini
almamış bir imam da öğretmen gibi okullarda ders işlemesini
bilemez. Bu nedenle, Milli Eğitim yetkililerinin Din Kültürü
ve Ahlak Bilgisi derslerini ücretli öğretmene verirken çok
titiz davranması gereklidir.
|