TÜRKİYE'NİN GELECEĞİNDE EĞİTİMCİNİN ROLÜ

 

 Can Dostlarım,

Geçen gün grup arkadaşlarımla birlikte öğretmenlere rehberlik görevimizi yapmaya giderken arkadaşlarımdan birisi gazeteden bir yazı okudu. Yazının bir yerinde " Trakya üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde yapılan bir ankete katılan öğretmen adaylarından % 40'ının Türkiye'nin bağımsızlığını Atatürk'e borçlu olmadığını düşündüğünü üzülerek öğreniyoruz. Bu kuşaklar nasıl yetişti.. bunları kimler yetiştirdi ? "  şeklinde bir bölüm vardı.

Bu yazıyı okuyunca bu yılki öğretmenler günü dolayısı ile sitemde yazdığım yazı ( Baş Yazı -1 ) aklıma geldi. Bu yazım okunduğunda görülecektir ki "Türk öğretmeni, bu ülkenin manevi mimarları, cehaletle mücadele eden ana unsurlarıdır" şeklinde cümle kullanıp, ailemin bütün bireylerinin öğretmen olduğuna da şükretmiştim. Ayrıca "Atatürk'ün  belirttiği gibi cumhuriyetin istediği fikri hür, vicdanı hür nesiller Türk öğretmenleri sayesinde yetişmiştir" demiştim.

Eğer yukarıda belirtilen gazetedeki anket doğru ise geleceğin öğretmenleri olan bu günün öğrencileri, benim inandığım ve savunduğum görüşlere uygun yetişmemektedirler. Bu öğretmen adaylarının yetiştireceği nesiller de kendileri gibi olursa, Türkiye muasır medeniyet seviyesine  ulaşma yerine, daha da geriye gidecektir.

Ne ayıp bizlere ki, Norveç'liler bile " Çözemediğin problemin varsa çözümsüz diye bırakma biraz da Mustafa KEMAL gibi düşün" diye bir deyim geliştirirken, "Türkiye'nin bağımsızlığını Atatürk'e borçlu olmadığını " düşünen öğretmen adayları yetiştirmişiz.

Atatürk'ün büyüklüğünü Norveçliler bile anlamış ama Atatürk'ün cumhuriyeti emanet ettiği gençliğin bir kısmı olan öğretmen adaylarından bazıları hâlâ  anlamamış.

Geleceğin öğretmenleri; ümmetten millet yaratan, hayatını "Benim Hayatta Yegâne Fahrim, Servetim Türklükten Başka Bir Şey Değildir" ve "Türk Öğün Çalış Güven" ile "Ne Mutlu Türküm Diyene" diyerek, yok olmakta olan Türk Milletine milliyetçilik kavramını kazandıran, "Ben istese idim derhal askeri bir diktatörlük kurar ve memleketi öyle idareye kalkışırdım. Fakat ben istedim ki milletim için modern bir devlet kurayım ve onu yaptım." ve "HER İLERLEMENİN, KURTULUŞUN ANASI HÜRRİYETTİR" diyerek, Türkiye'nin tam bağımsızlığını (hürriyetini) hayatı boyunca savunan, devlet kavramını Osmanlılık ve ümmetçilikten kurtarıp ulusçuluğu ve Türk kültürünü  öne çıkaran, milleti (ulusu) için yanıp tutuşan, "Türk demek dil demektir. Türk milletindenim diyen insanlar her şeyden evvel ve mutlaka Türkçe konuşmalıdırlar" diyerek, bağımsızlığı yalnız düşmanı yurttan kovalamaktan ibaret görmeyen ve milli ruhu da geliştiren ulu önder Atatürk'ün yaptıklarını kavrayamamışlarsa bunun vebali biz eğitimcilerdedir.

Bu nedenle eğitimciler olarak nerede hata yaptık diye düşünmeliyiz. Düşünmeliyiz ki Türkiye'nin bağımsızlığını Atatürk'e borçlu olmadığını düşünen zihniyet, ileride milleti ve milliyetçiliği (ulusçuluğu) için canını veren rahmetli Doç.Dr. Necip HABLEMİTOĞLU'na sıkılan kurşun olarak karşımıza çıkmasın.

Değerli Canlar,

Sözümü her zamanki gibi Hacı Bektaş-ı Veli'nin bir sözü ile bitirmek istiyorum.

"Türk Milleti Cihana Hakim Olmak İçin  Yaratılmıştır" 

 

(19.12.2002 tarihli Cumhuriyet gazetesinin "Olaylar ve Görüşler"  bölümündeki Erol ERTUĞRUL'un yazısından)

 

Bu sayfanın son güncelleştirilme tarihi 04/01/21

13.07.2002    TARİHİNDE  TRT 2' DEKİ "Internet TV" PROGRAMINDA SİTEMİZ  ÖNERİLMİŞTİR