TOPLUM VE AHLÂK
“Ahlâk
kavramı, Latincede kullanılan “moral” sözcüğünün karşılığıdır.
Arapçada “hulk” sözcüğünden türetilmiş olup huy ve karakter
anlamına gelmektedir. Bu anlamlardan yola çıkarak ahlâk
kavramı; insanların toplum içindeki davranışlarını ve
birbiriyle ilişkilerini düzenlemek amacıyla başvurduğu
ilkeleri, değerleri ve bunlara uygun olarak nasıl davranılması
gerektiğini ifade etmektedir.”
“Fransız Yazar FredericPaulhan, ÂhlakınÂhlaksızlığı (La
Morale de L’Ironie) adlı kitabında şu ifadeyi kullanır:
“Hürriyeti en çok isteyenler susturulmuş olanlardır. Fakat
bunlar başkalarını yenince onlara hiçbir hürriyet vermezler.”
Bu bağlamda insan haklarından, bağımsızlıktan ve özgürlükten
söz edenlerin; genellikle gücü ellerine geçirdiklerinde sözünü
ettikleri değerleri unutmaları, herhâlde Zijderveld’in sözüne
ettiği “ahlâksız ahlâkı” en iyi ifade eden durum olarak
görülebilir. Ahlâksız ahlâk, birey ya da grupların söylemleri
ile eylemlerinin ters düşmesini, hatta çoğu zaman kasıtlı bir
şekilde, değişen şartlara uygun olarak farklılaşmasını ifade
etmektedir. Modern toplumlarda bu ikilemlerin daha fazla
yaşandığına şahit olunmaktadır.”
“Sadece
bireysel tatminleri dikkate almak, insanın mutlu bir şekilde
varlığını sürdürmesi açısından yeterli değildir. İnsan,
toplumsal bir varlıktır. Bu nedenle toplumsal yapının
bozulması, bireylerin de yaşamını derinden etkileyecektir.
Ahlâkın bozulduğu yani “ahlaksız ahlâkın” hâkim olduğu bir
toplumda mutlu bireylerden söz etmek mümkün değildir. Diğer
yandan, bilimsel ve teknolojik gelişmeler sonucu iletişim ve
ulaşımın baş döndürücü hız kazanması, dünyada yaşayan bütün
insanları ortak bir kadere doğru sürüklemektedir. Bu açıdan da
gelişmiş ülkelerin kendi halkının yararına fakat az gelişmiş
ülke halklarının zararına olan politikaları ve uygulamaları da
uzun vadede kendilerine zarar olarak dönecektir. Bu nedenlerle
son yıllarda söylem düzeyinde kalan değerler konusundaki
tartışmalar, insanlığa katkı sağlamaktan oldukça uzak
görünmektedir. Gerek aydınların gerekse toplumu yönetenlerin
toplumsal ahlâk konusunda yeniden düşünmeleri ve yeni bir yol
haritasıyla çalışmaya başlamaları bir zorunluluk olarak ortaya
çıkmaktadır.”
İnsan
davranışlarını ahlâk sınırları içinde tutan kuvvet, sağlam bir
ahlâk vicdanıdır. “İnsan, davranış kurallarını öğrenmekle
değil, belli davranışlar karşısında birtakım heyecanlara,
sevinç, keder, nefret vb.. sahip olmakla iyi ahlâklı veya kötü
ahlâklı olur.”
“Ahlâkın
dış kontrol gücünün (toplumun) etkisi altında oluşması ferdi
bir durum, ahlâk kurallarının bütün toplumda ortaklaşa
benimsenmesi ve davranış haline getirilmesi ise sosyal
ahlâktır. Sosyal ahlâk toplum vicdanı olarak görev yapar ve
toplum normlarına bürünerek her yerde karşımıza çıkar. Adalet
olarak hukuk kuralı olur, sorumluluk ahlâkı olarak hukukun
temeline oturur, sevgi olarak vatan, millet ve devlet
sevgisine dönüşür, savaş ve barış ahlâkı olarak çatışma ve
dayanışma şeklini alır, aileyi ayakta tutar.”
İyi
ahlâklı bir toplum yaratmak için gerekli çaba gösteriliyor mu?
Bizim
toplumumuzda aydınlar ve toplumu yönetenler bu konuda yeni bir
yol haritasıyla çalışmayı düşünüyorlar mı? Ben şu an
itibariyle bunu göremiyorum.
Ülkemizde “El ile gelen düğün bayram”, “Bana dokunmayan yılan
bin yaşasın” diyerek, sorumsuz, dikkatsiz, bilinçsiz,
umursamaz, hoyrat bir yığın gittikçe çoğalmaktadır.
Siyasetçiler bir oy fazla almak için ahlâkı kuralları hiçe
saymakta, birbirlerine en şiddetli ve hakaret derecesinde
sözler söylemekte, aydınların çoğu siyasi gücün etkisi ile
susmakta, televizyonlar aile ilişkilerine ters çarpık
ilişkileri dizi yapmakta, ekonomik sıkıntı neticesinde
insanlar sinir küpü olmakta, maddiyat her şeyin üzerinde
tutulmakta, edep yerlerde sürünmektedir. Böyle bir toplumdan
da toplumsal ahlâki kurallara uyma beklenmektedir.
Unutmayalım ki, ahlâksız bir toplum çürümeye mahkûmdur.
Çürümek,
mahvolmak istemiyorsak, bireysel ve toplumsal ahlâk meselesine
önem vermek zorundayız.
Çuvaldızı başkasına dürtmede önce iğneyi kendimize dürtmeyi
unutmamalıyız. Ötekinin ahlâkını tartışmadan önce kendi
ahlâkımızı gözden geçirmeye bu gün her zamankinden daha çok
ihtiyacımız vardır.
|