ŞAİR KİMDİR
Sözlük
anlamlarına baktığımız zaman;
Şiir: “Zengin
sembollerle, ritimli sözlerle, seslerin uyumlu kullanımıyla
ortaya çıkan, hece ve durak bakımından denk ve kendi başına
bir bütün olan edebî anlatım biçimi, manzume, nazım, koşuk.”
(TDK)
Şair: “Şiir
söyleyen veya yazan kimse, ozan, hayal gücü geniş olan,
duyarlı, duygulu (kimse): Şair ruhlu bir adam.” (TDK)
Şeklinde
tarif edilmektedir.
Her şiir
yazan şair midir?
Tabi ki,
her şiir yazan sözlük anlamına baktığımız zaman şairdir. Ancak
gerçek şair, yazdığı şiirin üzerinde çalışıp tekrar tekrar
gözde geçiren, beğenmediği sözcükleri, vezin ve kafiyeleri
yıllar sonra da olsa değiştirip son şeklini verebilen
kişi/kişilerdir. Buna en iyi örnek Yahya Kemal’dir.
Yahya
Kemal bazen bir mısradaki tek bir kelime için bile aylarca,
yıllarca beklemiştir. Onun “Rindlerin Ölümü” isimli
şiirinde;
“Ve
SİYAH serviler altında kalan kabrinde
Her seher bir gül açar, her gece bir bülbül öter.”
Şeklinde
olan ve kusur bulunamayacak bir beyti söyledikten sonra,
«SİYAH» kelimesine aklı takılıp, onun yerine «SERİN»
kelimesini koyarak;
“Ölüm
asude bahar ülkesidir bir rinde;
Gönlü her yerde buhurdan gibi yıllarca tüter.
Ve
SERİN serviler altında kalan kabrinde
Her
seher bir gül açar; her gece bir bülbül öter.”
Şekline
dönüştürmesi ve “Şimdi oldu” demesi anlatmak
istediğimize en güzel örnektir.
Şiir
yazan birçok kişinin kendisini şair olarak belirttiklerini
görmekteyim. Herkes şiir yazabilir ama herkes gerçek şair
olamaz, şair olmak uzun bir süreç ister. Şair olmak o kadar
kolay değildir.
“Eğitimi
alınmadan veya bir iş iyice öğrenilmeden ortaya çıkan eserin
güzel olması, tesadüflere bağlıdır. Şiirde anlatılan kadar,
anlattıklarımızın mısralara dökülürken etkileyici bir üslupla
birleştirilmesi de önemlidir. Şiiri şiir yapan ve onu güzel
kılan sadece konu değildir. Şiir sanıldığı gibi basit bir
sanat dalı olsaydı; günümüzde ya da her devirde sayılamayacak
kadar çok şairin yetişmesi ve hepsinin de çağımızda meşhur bir
şair olarak okunuyor olması lazım gelmez miydi?”
“Şair,
devamlı bir araştırma ve deneme içerisinde olan,
mısralarındaki duygu, düşünce ve hayallerin nasıl daha
etkileyici anlatılabileceği endişesi içinde hareket eden
adamdır. Unutmayınız ki, Türk edebiyatı içinde şair diye
tanınmış ve şiirleriyle hafızamızda yer etmiş sanatçılardan
hiç birisi kendisini tam olarak “şair” kabul etmemiştir.
Sanatın ne olduğunu anlamış, onu özümsemiş ve doğasını
öğrenmiş bir sanatkâr için, “ben şairim” diyebilmek cesaret
ister.”
Şiirlerimi okuyan dostlar beni şair olarak niteleseler de ben
Güvenç GÜRSES olarak yedi şiir kitabı yazmama rağmen kendimi
henüz gerçek şair olarak görememekteyim/göremem de... Çünkü
şairlik, yalnızca süslü sözcükleri bir araya getirmekten
ibaret değildir. Ne mutlu şairlik yolunda bıkmadan azimle
yürüyenlere…
|