LÜZUMSUZ ADAM VE BEKTAŞİ'NİN TESBİHİ
Bu gün
Karşıyaka’dan Bostanlı’ya giden tramvaya bindim, oturan iki
gençten biri bana yerini verdi. Başında eski almancıların
giydiği tipte fötr şapka bulunan, saçları ve bıyıkları boyalı
birisine de diğer genç yer verdi. Adam yanıma oturunca
elimdeki gümüş tesbihe bakıp “Tesbihi kimler kullanır biliyor
musun?” dedi. Ben de soruya soruyla cevap verip “Kimler
kullanır” deyince “Köylü tipli, kaba saba, okuma mahrumu
insanlar kullanır” demesin mi… Tekrar bana “Sen niye
kullanıyorsun” diye sorunca ben de “Her şeye burnunu sokan
lüzumsuz insanları görünce sabretmek için çekiyorum” dedim.
Adam illa konuşacak, “Ben Karamanlıyım, Mevlana kültürü ile
yetiştim” dedi. Kendi kendime “Yitirmezsek bulduk” dedim ve
kendisine “Mevlana’nın Mesnevisini okudunuz mu” diye sordum,
kem tüm edip bu sefer de “Ben Komünist partiliyim, parti
olarak gece gündüz 24 saat çalışıyor ve uğraşıyoruz, bizim
sayemizde sizler yaşıyorsunuz, kılık kıyafetiniz modern ama
siz bu tesbihi taşımakla kaba saba biri olduğunuzu
ispatlıyorsunuz, biz çalışıyoruz sen ve senin gibiler yatıyor”
demez mi… Al başa bela diye düşünürken baktık Bostanlı’ya
gelmişim, inmek için adamın yanından kalkmak zorunda kaldım,
kalkarken de “ Eşek de 24 saat yük çeker ama eşektir, beyin
yok” dedim, yani sonuçta Cumhuriyetin ilan edildiği şu günde
bu lüzumsuz sohbet “Komünistsen Hegel’in diyalektiğini,
Marx’ın Felsefesini okudun mu” diyemeden yarım kaldı.
|