Ana Sayfa

Müfettişler  Sayfası

 

 

 

Çeşitli Yargı Kararları

 

  • Yer teslimini itirazsız kabullenen yüklenici, teslim sırasındaki hava koşullarını çalışmaya elverişli olarak kabullenmiş sayılır. (yargıtay-15.h.d.k.-23.10.1975-e975/3477-k975/4207)

  • -değiştirdiği işyeri yerine karşılık uygun bir işyeri göstermeyen idare, bu kusurundan dolayı yüklenicinin masraflarını ödemek ve teminatını geri vermek zorundadır. (yargıtay tic. D.-25.03.1954-e2073-k2196) teminat dolayısıyla ortaya çıkan anlaşmazlığın çözüm yeri adli yargıdır. (danıştay-12.d.k.-e1966/2356-k1966/2812)

  • -en az 7 yıl süreyle nüfusu 30 binden fazla 2 ilçe veya ilde ve en az 10 milyar lira bedelli çöp toplama işi yapmış olma şartı rekabeti engelleyici görülmüştür. (sayıştay-1.d.k-6.10.1994-31/8483)

  • -ihalesi yapılan işin niteliğinde zorunlu haller dışında değişiklik yapılamaz. (danıştay-12.d.k.-e1973/2959-k1975/1410)

  • -şartnamede 5 tonluk kamyon nakliye formülüne göre ödeme yapılacağı öngörülmüş ise de, bu tip kamyonun işleyebileceği yolu bulunmayan yer inşaat yeri olarak gösterilerek burada inşaatı yapmayan müteahhidin teminatı gelir kaydedilemez. (danıştay-12.d.k.-e1967/2286-k1968/1357)

  • -"zorunlu neden" ancak sözleşmeden sonra meydana gelen ve borcun ödenmesi olanağını ortadan kaldırıp giderilmesi borçlunun elinde olmayan nedendir. (yargıtay-4.h.d.k.-e969/12400-k970/1455)

  • -sözleşmelere marka ismi konamaz. (sayıştay genel kurul kararı-3127/1)

  • -şartnamede yer alan hükmün, sözleşmede yer almamış olması, sözleşmenin tesciline mani değildir. (sayıştay genel kurul kararı-2895/1)

  • -akdin "zamanında ifade edilmemesi" halini karşılamak için sözleşmeye konan tazminat ödeme yükümlülüğü akdin "ifa edilmemesi" haline uygulanamaz. (yargıtay-h.g.k.-e.t/32-k.34)

  • -idari işlemler nedeniyle geciktirilen hakedişlerin sulh yoluyla halline gidilemez. (danıştay-3.d.k.-e73/322-k73/442)

  • -satınalma konusu malın ikinci muayenesinin sonuçları itibariyle tarafları bağlayıcı sözleşme ile saptanan hallerde, bunun aksi dava yoluyla savunulamaz. (yargıtay- 4.h.d.k.-e9543-k123)

  • -şartnamenin yasaya aykırı olan hükmü geçerli değildir. (yargıtay-4.h.d.k.-e6974-k4320)

  • -yasal sorumluluklar mukavelelere konacak özel hükümlerle genişletilemez ve artırılamaz. (yargıtay içtihadı birleştirme büyük genel kurul kararı-e962/2-k6)

  • -idare sözleşme ile kendisine tanınan seçimlik şartları uygularken iyi niyet kurallarına uymak zorundadır. (yargıtay-15.h.d.k.-e977/1974-k977/2159)

  • -fiyat farklarının ödenmesiyle ilgili dava danıştayda çözümlenemez. (danıştay-12.d.k.-e65/2722-k65/111)

  • -ihale kararının kesinleşmesine kadarki devrede idarece yapılan bütün işlemler idari yargı organının denetimine tabidir. (danıştay-12.d.k.-e71/2272-k72/3089)

  • -ilave iş, asıl işe ilişkin süre koşulunu kendiliğinden geçersiz kılmaz. (yargıtay-15.h.d.k.-e72/109-k73/1211)

  • -havaların çalışmaya elverişli olmadığı yolunda yükleniciye 10 gün süre veren idare, bu nedenle çalışılamayacak tüm süreleri tanımak zorundadır. ( yargıtay-15.h.d.k.-e77/655-k77/933)

  • -"takvim günü" tabiri kullanılan sözleşmelerde, çalışılmayan süreler için ek süre verilmez. "fiyat farkı" verilmesi belli koşullara bağlanan hallerde bu haktan yararlanmak için bu koşulun isbatı gerekir. (yargıtay-15.h.d.k.-e77/1295-k77/1457)

  • -sözleşmeye dayanarak mevzuata aykırı biçimde ödeme yapılamaz. (danıştay-12.d.k.-e1967/1406-k1968/279)

  • -şartnamede ihale konusu malın özelliklerinin belirtilmiş olması belli bir firmanın korunduğu anlamına gelmez. ( danıştay 12.d.k.-e73/2883-k74/1479)

  • -yüklenicinin, sözleşmeyle fiyat farkı istemeyeceğini kabul etmesi kanunen geçerli bir taahhüttür. (yargıtay- 15.h.d.k.-e975/288-k975/707)

  • -fiyat farkları, sözleşme hükümleriyle bağımlı olarak karara bağlanır. (yargıtay-15.h.d.k.-e982/199-k982/483)

  • -şartnamede tek tek cevaplandırılması istenen hususların cevaplandırılmaması halinde teklif geçersizdir. (sayıştay-1.d.k.-7.8.1984-k984/38)

  • -yurt dışından alınması gerekmekle birlikte, yurt içindeki ithalatçı firmalardan karşılanmak üzere ihaleye çıkarılan malzeme alımına ilişkin şartnamelere mal bedelinin dövize endeksli olarak ödenmesine dair hüküm konulması; kur farklarının fiyat farkı niteliğinde olması, fiyat farkı ödemesinin ise ancak buna cevaz veren bakanlar kurulu kararının mevcudiyetine bağlı bulunması nedenleride kabul edilmemiştir. (sayıştay-5.d.k.-6.3.1990-k90/9)

  • -bilirkişiler kıyas yoluyla birim fiyatı tespit edemez. (yargıtay-15.h.d.k.-e76/2747-k77/1092)

  • -muhammen bedelin aşılması her zaman layık hadde ulaşıldığı anlamında değildir. (danıştay-10.d.k.-e982/3935-k983/606)

  • -usulsüz ihalenin askeri komutanca imzalanması komisyon üyelerini sorumluluktan kurtarmaz. (yargıtay-4.h.d.k.-e4428-k4706)

  • -bayındırlık bakanlığı ve ona bağlı müesseseler dışındaki kuruluşların ihalelerinde müteahhitlik vesikasının ibrazı zorunlu değildir. (danıştay genel kurulu iştişari kararı-18.04.1938-31/21)

  • -ihale konusu işe ehliyetli olduğunu ilgili mesleki kuruluştan aldığı belge ile kanıtlayan kişiye, bu belgenin başka amaçla verilmiş olması, ihale işinde de geçerli olmasını etkilemez. (danıştay-12.d.k.-e969/3815-k971/2817)

  • -idarece yapılan ön değerlendirmelere göre ihaleye iştirak ettirilmeyen davacının sonradan, yapılan ihale işleminin iptalini istemeye hakkı yoktur. (danıştay-12.d.k.-e77/604-k77/1476)

  • -şartnamede "gerekli araç gerece bizzat sahip olma" koşulu olmayan hallerde, bu araçlara sahip olmak tercih nedeni değildir. (danıştay-12.d.k.-e75/2205-k77/949)

  • -şartnamedeki özelliklere uymayan malzemenin daha dayanıklı olması kabulünü gerektirmez. (sayıştay-1.d.k.-5771/44)

  • -ihaleden önce belli aralıklarla belli sayıda ilan yapılmasına ilişkin hüküm idare yararına konulmuş olup, bu ilanların noksan yapılması, sözleşmenin geçersiz olmasını gerektirmez. (yargıtay-4.h.d.k.-e4955-k7050)

  • -ihaleye girip işi üstlenen müteahhit sonradan, bu işe ait ilanın kanunda öngörülen usül ve esaslara aykırı biçimde yapıldığını ileri sürerek adına yapılmış olan ihalenin feshini talep edemez. Böyle bir durumda fesih hakkı sadece idareye aittir. (yargıtay tic.d.k.-1942/550)

  • -ihale yapıldıktan sonra, ihale duyurularının hükümsüz olduğu anlaşılmışsa ihale feshedilir. (danıştay-10.d.k.-e982/4187-k983/165)

  • -müteahhit ilanın geçersiz olduğunu ileri sürerek akdin feshini isteyemez. (yargıtay tic.d.k.-k550)

  • -geçici teminat tutarının idarenin kusuruyla şartnamede noksan gösterilmiş olması, bu teminatın istenen miktara çıkarılmasına ve usulüne uygun teklifin kabulüne mani değildir. (danıştay-12.d.k.-e73/61-k74/1483)

  • -teminat mektubundaki düzeltme ancak o mektubu veren banka tarafından yapılabilir. (sayıştay daireler kurulu kararı-k27/1)

  • -teminat mektubunun sahte çıkması halinde idarenin mahrum kaldığı teminat tutarı kadar paranın ödettirilmesine hükmedilir. (yargıtay-15.h.d.k-e977/1471-k977/1817)

  • -ihale üzerinde kalan kişinin sözleşme yapmaya yanaşmaması halinde sorumluluğu, geçici teminatın irat kaydedilmesiyle sınırlıdır. Bu sorumluluk genişletilemez. (yargıtay-13.h.d.k.-e1586-k4701)

  • -ihaleye tek talip olarak katılan davacının yaptığı indirimin layık hadde görülmemesinde yasaya aykırılık yoktur. (danıştay-12.d.k.-e72/1622-k72/3157)

  • -artırma ve eksiltmelerde teklif edilen bedelin layık hadde olup olamadığını idare takdir eder. (danıştay-12.d.k.-e72/3111-k75/1511)

  • -takdir hakkının objektif ölçülere göre kullanılması gerekir. Her ihalenin de mutlaka onanması gerekmez. (danıştay-12.d.k.-e72/250)

  • -idarenin takdir hakkı "kamu yararı" ile sınırlıdır. Geçerli nedene dayanmayan takdir hakkı idare hukuku ilkeleriyle bağdaşmaz. (danıştay-12.d.k.-e76/1622-k77/1566)

  • -ita amirinin ihaleyi tadik etmemesi nedeniyle, aynı ihtiyaç bilahare daha pahalıya satın alınmak suretiyle temin olunsa da bundan dolayı ita amirine maddi sorumluluk yüklenemez. (sayıştay genel kurul kararı-k2356)

  • -onama kararının kanunda öngörülen sürelerde yapılmaması, müteahhide ihaleden cayma hakkı verir. ( yargıtay-15.h.d.k.-e975/3855-k975/4140)

  • -ihaleye katılmayan kişinin, bu ihalenin iptali için dava açmaya ehliyeti yoktur. (danıştay-12.d.k.-e73/3115-k73/2479)

  • -teklif mektubundaki farklı rakam ve yazıların düzeltilmesi komisyonun yetkisi dışındadır. (sayıştay daireler kurulu kararı-109/2)

  • -aynı kişinin birden fazla teklifle ihaleye katılması yasaya aykırıdır. (danıştay-12.d.k.-e72/117-k73/2522)

  • -müteahhit firmanın vakıf kuruluşu olması tercih nedeni değildir. (sayıştay-1.d.k.-k984/37)

  • -kamu kuruluşları sözleşme yapmaya zorlanamaz. (kapalı zarf yoluyla en uygun icabı yaptığını ileri süren taraf, kamu kuruluşunun sözleşme yapmaya zorlanmasını isteyemez. Bu hald icapta bulunan ancak yasanın öngördüğü tutarda tazminat isteyebilir.) (yargıtay-4.h.d.k.-e69/12803-k70/166)

  • -"acil hal"in bulunup bulunmadığının takdir hakkı idareye aittir. (yargıtay- 15.h.d.k.-e978/310-k978/1015)

  • -hukuki geçerliliği olmayan sözleşmeden tasfiyeye gidilemez. (yargıtay-15.h.d.k.-e77/1980-k77/2161)

  • -inşaat için yapılan yolun bedeli hakkında taraflar arasında açıkça sözleşme akdedilmemişse masraf yükleniciye aittir. (yargıtay-15.h.d.k.-e76/2747-k77/1092)

  • -esas mukaveleye ek olarak yapılan sözleşmelerle, müteahhitlere yeni haklar sağlanamaz. (sayıştay-8.d.k.-73/50)

  • -geçerliliği yazılı şekle bağlı bir sözleşmenin değiştirilmesi veya bozulmasının da yazılı şekilde yapılması gerekir. (yargıtay-4.h.d.k.-e3369-k5588)

  • -mukavelenin yasada belirtilen süre içinde yapılmaması ihalenin kendiliğinden feshedilmiş sayılmasını gerektirmez. (yargıtay-4.h.d.k.-e10322-k2364)

  • -kesinleşmiş bir ihalenin başlangıçta kanuna aykırı olarak yapılmış olması, müteahhidi sorumluluktan kurtarmaz. (danıştay-10.d.k.-e982/2345-k983/1158)

  • -gecikme cezasının tahsilinde kati teminata başvurulamaz. (sayıştay genel kurul kararı-3020/1)

  • -idarenin kesin teminat üzerindeki tasarruf yetkisi bu teminatın mevzuu olan ihaleye ait işlemlerle sınırlıdır. (yargıtay tic.d.k.-k2582)

  • -idarenin sözleşmeyi bozmasına rağmen, iş yüklenici tarafından tamamlanıp kabulleri yapıldığına göre, idare artık teminat mektuplarını tutamaz. (yargıtay-15.h.d.k.-e973/174-k973/138)

  • -ara hakedişlere itiraz etmeyen yuüklenici bu arada kesilen cezalara da sonradan itiraz edemez. Akdin feshi halinde sadece banka teminatlarının değil, ihaleye ait teminatı karşılamak üzere ara hakedişlerden kesilen teminatın da gelir yazılması gerekir. (yargıtay-15.h.d.k.-e977/281-k977/722)

  • -sözleşme, yüklenicinin kusuru olamaksızın bozulmuşsa, idare, yüklenicinin tasfiye talebinden sonraki dönemde işleyen teminat mektubu giderlerinden sorumludur. (yargıtay-15.h.d.k.-e78/2215-k78/2335)

  • -tasfiye sonucunda yükleniciye ödenecek tazminatın hesabında, işin yapılmayan kısmına isabet eden giderler ödenemez. (yargıtay-15.h.d.k.-e77/151-k77/1399)

  • -yükleniciye ait sigorta pirim borcunun takibinde, idarenin sorumluluğu, emanetle yapılan ihalede de geçerlidir. (yargıtay-15.h.d.k.-e76/3136-k77/123)

  • -fesih geriye etkilidir. (yargıtay-15.h.d.k.-e984/1264-k984/1579)

  • -yüklenicinin iflası halinde, idarenin zararı teminattan az ise yalnız zararın tazminiyle yetinilir. (yargıtay tic.d.k.-k707)

  • -tamamı tek bir hizmet ünitesini oluşturacak inşaatın, kısımlara bölünerek ihale edilmesi yasaya aykırı görülmemiştir. (sayıştay-1.d.k.-27.07.1976-112/2379)

-          ihaleye katılma belgesi verilmesi bazı koşulların varlığına bağlanan hallerde, bu şartlara uymayan kimsenin ihaleye iştirak ettirilmemesinde yasaya aykırılık yoktur. (danıştay-12.d.k.-16.05.1977-e76/1327-k77/1294)

-          ihale komisyonu başkanının üvey oğlu ihaleye katılamaz. (danıştay-12.d.k.-e70/3252-k73/546)

  • -gazete çıkmayan yerlerde sadece hoparlörle ilan yapılması yeterli değildir. (günlük gazete çıkmayan şehirlerde aralıklı çıkan gazetelerde de ilan yapılmalı, ayrıca işin çıktığı dairenin, hükümetin ve belediyenin kapılarına ilan kağıdı asılmalıdır.) (danıştay-12.d.k-e74/1486-k76/1552)

  • -ihale yapıldıktan sonra, ihale duyurularının hükümsüz olduğu anlaşılmışsa ihale feshedilir. (danıştay-10.d.k.-27.11.1983-e982/4187-k983/163)

  • -teklif mektubunu belirtilen saatten beş dakika sonra veren isteklinin ihaleye iştirak ettirilmemesiyle ilgili işlemde isabetsizlik yoktur. (danıştay-12.d.k.-e970/1472-k971/1444)

  • -yüklenicinin ayrı yerlerde birden fazla iş almış olması, onun gireceği başka bir ihalede işi tamamlayamayacağına karine teşkil etmez. (sayıştay-k77/503)

  • -onaylanan ihale kararlarının yasada öngörülen sürede yükleniciye bildirilmesi gerekir. (yargıtay-4.h.d.k-e2454-k4318)

  • -teklif sahibinin yazı karekteristiğinin bozuk olması ihaleden men'ini gerektirmez. (sayıştay-d.k.k.-76-258/2)

  • -teklif edilen bedelin yazı ve rakamlarının farklı ve karışık olması teklifi geçersiz kılar. (danıştay-12.d.k.-e75/608-k77/548)

  • -sözleşme geçersiz ise haksız zenginleşen taraf edindiklerini geri vermek ve ayrıca zararı ödemek zorundadır. (yargıtay-15.h.d.k-81/1050)

  • -müteahhidin devlet dairelerindeki alacağı teminata karşılık gösterilemez. (sayıştay-g.k.k.-2356)

  • Geçici teminat tutarının, idarenin kusuruyla şartnamede noksan gösterilmiş olması, bu teminatın istenen miktara çıkarılmasına ve usulüne uygun teklifin kabulüne mani değildir. (danıştay-12.d.k.-e73/61-k74/1483)

  • -teminat mektubunun sahte çıkması halinde idarenin mahrum kaldığı teminat tutarı kadar para müteahhide ödettirilir. (yargıtay-15.h.d.k.-e977/1471-k977/1817)

  • İhaleye sahte evrak düzenleyerek katılan firmaya, ihale şartnamesindeki açık hükme rağmen davacı şirkete göre daha düşük teklif verdiği gerekçesiyle işin ihale edilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. (danıştay-10.d.k.-e1992/1866-k1993/1561)

  • -ihaleye iştirak eden bazı istekliler arasında anlaşma yapılarak, ihaleye fesat karıştırılmış olduğunun, sözleşmenin tarafı olan yüklenicinin ise yasak fiil ve davranış içinde bulunmadığının ihale safhasının bitmesinden ve sözleşmenin akdedilmesinden sonra anlaşılması ve ayrıca yasak fiil ve davranışta bulunan isteklilerin tekliflerinin değerlendirme dışı bırakıldığında da ihalenin sözleşme akdedilen isteklide kalacağının saptanması durumuna göre yüklenici ile akdedilen sözleşmenin, salt başkalarının yasak fiil ve davranışları nedeniyle feshinin gerekmediği. (danıştay-1.d.k.-e1993/183-k1993/177)

  • -ara hakedişlerle yükleniciye yapılan ödemeler avans niteliğindedir.onların hak edilip edilmediği kesin hakediş hesabıyla anlaşılır. (yargıtay-15.h.d.k.-e1978/2341-k1978/2433)

  • -fırat nehrinin taşması nedeniyle köprünün yapımı sırasındaki zarardan iş sahibinin sorumlu tutulması olanağı yoktur. Sular tarafından götürülen tahta bedeli ve sarfedilen işçilik ücretlerini müteahhidin iş sahibinden istemeye hakkı yoktur. (yargıtay-15.h.d.k.-e876-k1068)

  • -mücbir sebep nedeniyle meydana gelen hasar, teslimden önce olmuşsa yükleniciye, teslimden sonra oluşması halinde iş sahibine ait olur. Yüklenici tehlikeyi zamanında bildirmesi halinde eser vaki zararı iş sahibinden isteyebilir. (yargıtay-15.h.d.k.-e75/3528-k4314)

  • -telefon hizmetinden çeşitli usul ve yöntemlerle saplama yapmak suretiyle bedelsiz ve kaçak yararlanma tck açısından hırsızlık fiilini oluşturur. (yibk-06.04.1990-e1989/2-k1990/3)

  • -bir kamu kuruluşu tarafından verilmiş olup, yerine getirilmesi gereken bir kararın uygulanması yüzünden zarar görenlerce (hukuki muhtel olanlar tarafından) açılmış olan davaların yargı yeri danıştaydır. (yibk-11.2.1959-e1958/7-k1959/10)

  • -kamulaştırma işlerinde kamulaştırılan taşınmazın idare adına kütüğe geçirilmesinden önce, itiraz hakkı bulunanların yöntemine göre yapılan bildirim üzerine özel yasalarında belirtilen hak düşürücü süreyi itiraz etmeden geçirmiş olmaları halinde ve dava açıldığında da buna dair verilecek hükmün kesinleşmesine kadar, idarenin kamulaştırma işleminden tek taraflı olarak vazgeçmeme hak ve yetkisi vardır. (yibk-26.11.1947-e1945/9-k1947/23)

  • -kamulaştırma parasının artırılması hakkında açılacak davalarda, mahkemece artırılan bölüm için mülkiyetin idareye geçtiği günden itibaren faiz istenebilir. (yibk-20.10.1989-e1988/4-k1989/3)

  • -resmi makamlara verilen ve hakaret niteliğinde sözler içeren dilekçe bir kaç daireye gönderilmekle, içindekileri bir kaç kişi öğrendiği takdirde hakaret suçu oluşur. (yibk-13.5.1942-e1940/41-k1942/13)

  • -yasaların geriye yürümesi, kazanılmış hakları bozmamak koşuluyla olanaklıdır. Kural olarak her olayın tüzel hükümleri o olayın oluştuğu günde yürürlükte bulunan yasa hükümlerine bağlıdır. Bu kural saltlık biçimde süre gelmeyip, kamu düzeniyle ilgili bulunan veya metninde öncesini kapsayacağı belirtilmiş olan yasaların, öncesini kapsaması gerekir. (yibk-22.05.1946-e1943/26-k1946/9)

  • -5846 sayılı fikir ve sanat eserleri kanununda gösterilen haller dışında, iktibas yapılmış olsa dahi, iktibas hususunda kullanılan eser sahibinin ve eserinin adı belirtilse bile eser sahibi, haksız rekabet hükümlerine dayanarak bk.49. Maddesindeki koşulların gerçekleşmesi halinde maneviş tazminat isteyebilir. (yibk-18.2.1981-1/2)

  • -iptal kararlarının, kanunen belli çeşitli nedenler çerçevesinde idari işlemin yapıldığı tarihe kadar ortadan kaldırılacağı için, geçmişe yürüdüğü idare hukukunun genel ilkelerindendir. Bu nedenle iptal davasına konu olan idari bir işlem ve kararın danıştayca iptal edildiği tarihten değil, idarece verildiği andan itibaren ortadan kalkmış sayılması gerekeceği. (dibk-9.7.1966-e1965/21-k1966/7)

  • -6830 sayılı kanuna dayanılarak yapılacak kamulaştırmalarda, kamulaştırma konusu taşınmazlar, imar planlarında belirtilmiş maksat dışında kamulaştırılmayacağından, ancak imar planları bu yolda usulü dairesinde değiştirildiği takdirde bu değişikliğe uygun kamulaştırma yapılabileceği. (dibk-29.1.1976-e1974/2-k1976/2)

-          kamu görevlisinin, görevi sırasında bizzat kullandığı resmi araçla trafik kazası yapması sonucu ölümü yüzünden uğranılan zararın tazmini istemi ile açılan davada idari yargı yeriş görevlidir. (uyuşmazlık makkemesi kararı-7.7.1986-16/17)

  • -kit personeli sanık hakkında memurin muhakematı hakkında kanun uygulanmayıp, cumhuriyet savcılığına doğrudan doğruya takibat yapılması gerekir. (u.m.k-28.9.1987-83/85)

  • -kurumlarıyla hizmet ilişkisi içinde bulunan memur ve diğer kamu görevlilerinin resmi sıfat, yetki ve olanaklarından yararlanmak ve onları kullanmak suretiyle ürettikleri hizmet sırasında, işledikleri kusurlardan dolayı, üçüncü kişiler tarafından açılacak maddi ve manevi tazminat davalarında, husumetin ilgili kuruma yöneltilmesi, bu nedenlede davaya birinci öncelikle idari yargı yerinde bakılması gerekir. (u.m.k.-14.10.1991-e1991/28-k1991/28)

  • -fuzulen ödendiği ileri sürülen yol ve kanal katılım paylarının iadesi istemine ilişkin davanın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerekir. (u.m.k.-11.10.1993-e1993/39-k1993/38)

  • -kamu kurumu personelinin, yaptığı işlemle kuruma zarar verdiği ileri sürülerek açılan tazminat davasının, adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekir. (u.m.k.-3.7.1995-e1995/35-k1995/37)

  • -danıştayca verilen yürütmenin durdurulmasına ya da iptaline ilişkin kararların uygulanmaması, kamu görevlilerinin ödence ile sorumlu tutulması için yeterlidir. Sorumluluk için ayrıca kin, hınç, düşmalık ve benzeri duyguların etkisi altında davrandıklarının araştırılması gerekmez. Yürütmenin durdurulması kararını yerine getirmeyen kamu görevlisinin hukuki sorumluluğu yönüne gidilebilmesi için, ilgilinin açmış olduğu iptal davası sonucunun beklenmesine gerek yoktur. (yibk-22.10.1979-e1978/7-k1979/2)

·       ....Sanık ilçe memuru olduğundan hakkında 1.derecede ilçe yönetim kurulunca karar verilmesi gerektiği...”(2.daire Esas: 1987/2392,Karar: 1989/1996)

·             “... Sanık İl İdari Şube Başkanı statüsünde bulunmadığından hakkında il yönetim kurulunca 1.aşamada karar verilmesi gerektiği...” (2.Daire Esas 1989/478,Karar 1989/555)

·             “...’ı döven sanığın fiilin TCK.nun 245.maddesine ilişkin ve kovuşturulmasının takibi şikayete bağlı olmayıp         resen kovuşturulacağı vazgeçme ile yapılan kovuşturmanın ortadan kalkmayacağı....” (2.Daire Esas 1989/320,Karar: 1989/764)

·             “Ölüm nedeniyle sanık hakkında kovuşturmaya yer olmadığı...” (2.Daire esas 1989/171, Karar No: 1989/905)

·             “Yakınıcıyı döven sanığın TCK.nun 456/4 ve 460.maddelerine ilişkin eyleminin vazgeçme nedeniyle kovuşturulamayacağı...” (2.daire Esas: 1989/303,Karar: 1989/908)

·             “Objektif esaslara dayanması gereken sicil raporlarında,sonradan çok kısa sürede meydana gelen olağandışı değişikliğin yalnızca sicil amirlerinin kanaati olarak açıklanmasının yeterli olmadığı sicilin olumsuz doldurulmasının somut gerçeklerinin idarece gösterilmesinin gerektiği... “(İdari D.D.G.K.: Esas 1988/133,karar: 1989/16)

·             “ Valiliklerce,ilgililer hakkında tesis edilen fişleme işleminin idarenin iç işleyişi ile ilgili bir husus olduğu, bu işlemlerin kesin ve yürütülmesi gerekli ve tek başına hukuki sonuçlar doğurabilecek nitelik taşımadıklarından idari davaya konu edilebilmelerinin imkansız bulunduğu...” (5.Daire Esas: 1988/948,Karar: 1989/785

·             “ Mazeret izninin kullanılması amirin muvafakatına bağlı olduğundan,bu iznin bir dilekçe ile istenilmiş olmanın yeterli sayılamayacağı ve istemin uygun görüldüğü yolunda amirin yazılı onayının da alınmış olması gerektiği.” (5. Daire Esas: 1987/2125, Karar No:1989/742)

·             “ Sadece güvenlik soruşturması raporlarına dayanılarak ve Anayasanın 38. Madde 4. Fıkrası hükmü karşısında ilgililer hakkında olumsuz işlem tesis edilemeyeceği...” (5.Daire Esas No: 1988/1564 Karar No: 1989/1307)

·             “ Ruhsatsız silah taşımak suçundan 10 ay hapis cezası bulunan davacının bu cezası tecil edilmiş bulunduğuna göre Devlet memurluğuna son verilmeyeceği...” (5.Daire Esas No: 1988/190,Karar No: 1989/308,Esas No: 1990/2 Karar No: 1990/2 Danıştay kararı)

·             “İdarenin bir suçun yüz kızartıcı suç niteliğinde bulunup bulunmadığını tespitteki takdir yetkisinin mutlak olmadığı...” ( 5.Daire Esas: 1987/1931,Karar:1989/640)

·             “657 sayılı yasanın kimi durumlarda memurlara bir üst derece verilmesine imkan tanıyan değişik 37. Maddesinde sözü geçen son altı yıllık sicil notu ortalaması ibaresinin geriye doğru altı yıl olduğunda kuşkuya yer bulunmadığı...” ( 5. Daire Esas No:1988/2892,Karar No: 1989/1213)

·             “ 657 sayılı yasanın 76.maddesine dayalı işlemlerde kamu yararı ve hizmet gereklerinin yanı sıra ilgilinin kazanılmış hak aylığının korunmasının da gözetilmesi gerektiği...” (5.Daire Esas No: 1989/825,Karar No: 1989/718)

·             “ İlköğretim müfettişi olan davacının ikinci hizmet bölgesi sayıları ........ de en az beş yıllık hizmet süresini tamamlamadan bir başka ile yapılan atamasına ilişkin işlemin mevzuata aykırı olduğu ve bu aykırılığın,eşinin durumundan bahisle yaptığı istek doğrultusunda,görev yerinin üçüncü bir il olarak değiştirilmesiyle ortadan kalkmış sayılmayacağı...” (5.Daire Esas: 1988/1981,Karar: 1989/638)

·             “Yeterlik sınavında başarısız olan müfettiş yardımcılarının başka görevlere atanmasına ilişkin düzenlemede mevzuata ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı,ancak sözlü sınav sonucunun anlatım ve kişilik gibi amacı ve kapsamı anlaşılamayan hususlara göre belirlenmesinin yönetmelik hükümlerine açıkça aykırılık oluşturduğu...” ( 5.Daire Esas 1988/2954,Karar: 1989/32)

·             “7201 sayılı Tebligat Kanununun 3220 sayılı Kanunla değişik 21.maddesine göre yapılan tebligatta haber kağıdının muhatabının kapısına yapıştırılması zorunlu olduğundan,haber kağıdındaki tarih yerine tebligat mazbatasındaki tarihin esas alınarak davanın süre yönünden reddinde isabet görülmediği...” (6.Daire Esas: 1988/551,Karar:1989/694)

·             “ Adliye mahkemesince verilen görevsizlik kararının tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde dava açılması gerektiği,görevsizlik kararının tefhimi tarihinin süre başlangıcı olarak kabul edilemeyeceği...” ( 6.Daire Esas: 1988/90,Karar:1989/308)

·             “İptal ile sonuçlanan işlem nedeniyle davacının manevi yönden zarara uğradığının kabulü gerektiği...” (8.Daire Esas: 1988/302,Karar:1989/557)

·             “Öğrencinin savunması alınmadan disiplin cezası verilemeyeceği...” (8.Daire Esas No: 1988/872,Karar No: 1989/595)

·             “ Sınav sonuçlarının öğrenciye ilan tahtasından duyurulmasında ve gireceği sınav günlerinin de yine buradan bildirilmesinde usule aykırı bir yön bulunmadığı...” (8.Daire Esas No: 1988/442,Karar No: 1989/590)

·             “Kişilerin yasada belirtilen süreler içinde idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeden Danıştay’da dava açmaları idari merciin atlanması olarak sayıldığı...” (8.Daire Esas No: 1987/340,Karar No: 1989/306)

·             “ Yapılan inceleme sonucunda,davacının sicillerinin iyi olduğu anlaşılmakla, hakkında 657 sayılı Kanunun 125.Maddesi 3.fıkrasının uygulanması yoluna gidilerek bir alt ceza verilmesi gerekirken Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasında isabet bulunmadığı...” (10.Daire Esas: 1987/1476, karar:1989/734)

·             “ Kendilerine yıl içinde toplam 40 gün hastalık izni verilen memurlara o yıl içinde bu süreyi aşan ilk ve müteakip bütün hastalık raporlarının geçerli sayılabilmesi için bunların kurumun veya İl sağlık ve Sosyal Yardım Müdürlüğünün belirleyeceği sağlık kurullarınca onaylanması gerektiği,davacının bir yıl içinde özürsüz olarak toplam 20 gün devamsızlığı bulunduğundan bahisle Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile tecziyesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı...” (10.Daire Esas:1989/401 Karar No: 1989/1097)

·             “Davacının sınav günlerinde rahatsız olduğu, Devlet Hastanesi Baştabipliğinden alınan raporlardan anlaşılması nedeniyle, başarısız olduğu sınavların geçersiz sayılarak yenilenmesi gerekeceği...” (8.Daire Esas: 1988/183, Karar: 1989/489)

·             “Davacının göreve başlaması gerektiği belirtilen ... gününün Pazara rastladığı anlaşıldığından, büro hizmetinde çalışan ilgilinin esasen bu tarihte göreve başlama imkansızlığı dikkate alındığında, izin tecavüzünün.... Pazartesi tarihinden başladığının kabulü gerekeceği...” (10.daire Esas 1988/804,Karar: 1989/1188)

·             “Birlikte işlenen suçlarda ast üste bağlı olarak aynı yargı yerinde yargılanmaları gerektiği...” (2.Daire Esas:1986/968,Karar:1988/1325) (2.daire Esas: 1989/1476 Karar:1990/710)

·             “ 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun kapsamındaki suçların MMHK.kapsamına girmeyip,genel hükümlere göre kovuşturulacağı...” (2.Daire Esas: 1989/1538, Karar: 1989/2524)

·             “Soruşturma emri kapsamında bulunmayan sanıklar hakkında il yönetim kurulunca verilen kararın bozularak, ortadan kaldırılması gerekeceği.” (2.Daire Esas: 1987/3519,Karar: 1989/2591)

·             “Aynı soruşturmaya dayalı olarak tanık hakkında iki kez nakil işlemi tesisinde haklı bir isabet bulunmadığı” (İdari D.D.G.K.Esas 1989/379,Karar: 1989/153)

·             Kamu Konutları Yönetmeliğinin,görevi tahsisli konutlarda oturmayı belli bir süre ile sınırlamadığı...” (5.Daire Esas: 1989/1713,Karar 1989/1677)

·             “Yetki devrinde bulunan kamu yöneticisinin görevden ayrılmasının,yetki devrini de sona erdireceği...” (5.Daire Esas 1989/2735,Karar:1989/2286)

·             “6245 sayılı Yasanın,emekliliğini isteyen memurlara ikamet edecekleri yere harcırah ödenebilmesi için ilgililerin Türkiye dahilinde yerleşmek niyetiyle oturacakları yeri belirtmiş olmalarını yeterli gördüğü dolayısıyla bu konunun ayrıca belge ile kanıtlanmasına gerek olmadığı...” (5.Daire Esas 1989/2147,Karar:1989/1699)

·             “Güvenlik soruşturması raporlarının,ön işlem niteliğinde olmaları nedeniyle tek başlarına idari davaya konu olamayacakları...” (5.Daire Esas 1989/1170,Karar:1989/1788)

·             “... Anadolu Lisesine kaydını yaptıran davacı,daha sonra birinci seçeneği olan... Anadolu Lisesinin kontenjanının artırılması ile bu okula kayıt yaptırabilecek duruma geldiğinden,bu yoldaki başvurusunun reddinde hukuka uyarlık bulunmadığı...” (8.Daire Esas 1989/586,Karar:1989/744)

·                “ M.E.B.na bağlı Ortaokul ve Ortaöğretim Kurumları Disiplin Yönetmeliğinin 5. Maddesine göre okuldan sürekli uzaklaştırma cezası ile cezalandırılan öğrencinin artık yurt içinde hiçbir eğitim kuruluşuna devam imkanı kalmayacağı için Yönetmeliğin bu maddesindeki disiplin cezası, Anayasa ve Milli Eğitim Temel Kanununa aykırı olduğu için uygulanamayacağı...” (8.Daire Esas 1988/460, Karar: 1989/1011)

·             “ Genelge ile Kanun ve tüzük uygulamasının askıya alınmasının mümkün olmadığı...”  (10.Daire Esas 1987/1017,Karar:1989/2139)

·             “ Davacının,hakkında herhangi bir disiplin soruşturması açıklamaksızın,doğrudan disiplin amirince savunması alınarak aylık kesimi cezası ile cezalandırılmasında isabet bulunmadığı” (10.Daire Esas 1987/2100,Karar:1989/2239)

·             “ Zamanaşımı süresi geçirilmeden verilmiş bir disiplin cezasının İdari Mahkemece aynı konuda yeniden işlem tesisini gerektirecek şekilde iptali üzerine, herhangi bir şekilde zamanaşımı süresi işletilemeyeceği ... Süresi içinde verilen disiplin cezası idare mahkemesince savunması alınmadığı gerekçesiyle bozulmuş,idare dosyadaki eksikliği tamamlayıp aynı teklifi uygulamış bu sefer mahkeme zamanaşımı gerekçesiyle uygulamayı bozmuşsa da Danıştay İdari Mahkeme Kararını bozmuştur.” (10.Daire Esas 1989/2299,Karar:1989/1735)

·             “5816 sayılı Kanunda yazılı suçları işleyenler hakkında genel hükümlere göre kovuşturma yapılması gerektiği...” (2.Daire Esas 1988/2423,Karar:1990/778)

·             “İdare mahkemesi kararını uygulamamanın görevi kötüye kullanmak suçunu oluşturacağı ...” (2.Daire Esas 1988/2101,Karar:1990/209)

·             “Kamu Konutları Yönetmeliğinin 2 sayılı cetvelinin II.Grup 7/A bendinde, Bakanlıklara bağlı ve ilgili kuruluşlarda görevli müfettişlerin görev tahsisli konut tahsis edilecek ünvanlar arasında sayılmaması yolundaki noksan düzenlemenin iptali ...” (D.İdari D.D.G.K.Esas 1989/23,Karar No:1990/15)

·             “ Mahkeme kararıyla yasak hakları geri verilen kişinin gerekli şartları bulunması halinde yeniden devlet memuru olabileceği...” (5.Daire Esas 1988/3019,Karar:1990/363)

·             “ Soruşturmanın esenlikle yürütülmesi gerekçe gösterilerek kamu personelinin bir başka yerde geçici görevlendirilmesi yoluna gidilemeyeceği ...” (5.Daire Esas 1989/547,Karar No:1990/420)

·             “ 657 sayılı yasanın 94. Maddesi uyarınca görevden çekilmiş sayılan kişinin,görevden ayrıldığı tarih ten itibaren bir yıl geçmeden tekrar göreve dönmek için yaptığı başvurunun reddinde mevzuata aykırılık bulunmadığı...” (5.Daire Esas 1989/2002,Karar No :1990/730)

·             “ Ortaokullardaki bir yıllık hazırlık sınıfı süresi, 657 sayılı yasanın 36.maddesi kapsamında kabul edilemeyeceğinden bu sürenin  kademe ilerlemesinde değerlendirilmesinde mevzuata uyarlık bulunmadığı...” (5.Daire Esas 1988/3016,Karar:1990/564)

·             “I.ve II. Sicil amirlerince yapılan değerlendirmenin sicil notunun olumlu veya olumsuz şekilde oluşmasını gerektirecek biçimde farklılık göstermesi veya bu iki amirin ortalama notları arasında 10 veya daha fazla fark olması halinde 3.sicil amirinin değerlendirmesinin nihai sicil notu olduğu...” (5.Daire Esas 1990/697,Karar:1990/650)

·             “Annesinin, başkasının bakımına muhtaç olduğunu Sağlık Kurulu Raporuyla,babasının geliri bulunmadığını ise muhtarlık yazısıyla belgelendiren davacının nakil isteminin annesine bakmakla yükümlü olduğuna dair mahkeme kararı bulunmadığından bahisle reddedilmesinde hukuka uyarlık görülmediği...” (5.Daire Esas 1990/843,Karar:1990/797)

·             “ İmam-Hatip Lisesinde kazanılan parasız yatılılık hakkının, aynı dönemde kazanılan Anadolu Lisesinde kullandırılmamasında hukuka aykırılık  bulunmadığı...” (8.Daire Esas 1988/1213,Karar No:1990/360) (NOT: Yönerge ile bu hak tanındı.)

·             “Daha önce disiplin cezası almış olduğu suçu tekrar işlemeyip,başka bir disiplin suçu işlediği tespit edilen ilgiliye,tekerrür hükmü uygulanmak suretiyle bir üst ceza verilemeyeceği...” (10.Daire Esas 1988/1946,Karar:1990/720)

·             “ 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa aykırı hareket etmenin ve keyfi olarak yapılan satın almaların TCK.na göre görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacağı.” (Danıştay 2.Daire Esas No 1990/2244,Karar No:1990/3609)

·             “TCK.nun 565.maddesine ilişkin  suçun TCK.nun 102/6. Maddesi uyarınca 6 aylık zamanaşımı süresine tabi olduğu.” (Danıştay 2.D.E.No:1990/768,K.No:1991/739)

·             “M.E.Bakanlığının taşra teşkilatı kapsamında bulunan İstanbul Devlet Kitapları Döner Sermaye Müdürlüğü elemanları olan sanıklar hakkında İl Yönetim Kurulunca karar verilmesi gerekeceği.”  (Danıştay 2.D. Esas No: 1991/408,KararNo:1991/527)

·             “ Davacı, Bakanın onayı ile asaleten atama yapılabilecek olan şube müdürlüğü görevine valilik onayı ile vekalet ettiğinden bu görevin karşılığı olan özel hizmet tazminatının ödenmesinde mevzuata aykırılık bulunmadığı.” (Danıştay 5.Dairesi, Esas No: 1988/67,Karar No:1991/395)

·             “ İhtilasen zimmet suçundan 5 ay 25 gün ağır hapis ve müebbetten memuriyetten men cezası ile cezalandırılan davacının bu cezası tecil edilmiş bulunduğundan Devlet Memurluğuna son verilemeyeceği.” (Danıştay İdari Davalar Daireleri genel Kurulu Esas No:1991/15,Karar No:1991/8)

·             “657 Sayılı Yasanın 117.ve 118.maddeleri olumsuz siciller konusunda “özel” bir düzenleme getirmiş olduğundan bu konuda açılacak davalarda sürenin anılan maddeler gözönünde tutularak hesaplanması gerektiği.” (Danıştay 5.Daire, Esas No: 1989/531,Karar No:1990/1649)

·             “Ortaöğretimde öğretmenliğe atanması nedeniyle davacının İlkokul öğretmenleri sağlık ve Sosyal yardım Sandığı üyeliğinin sona erdirilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı.” (Danıştay 5.Daire, Esas No: 1988/1598,Karar No:1990/1683)

·             “ Memuriyetle bağdaşmayan tutum ve davranışları saptanan ve bu eylemleri nedeniyle disiplin cezası verilen davacının, adaylık süresinin dolması beklenmeden görevine son verilmesinde mevzuata aykırılık olmadığı.” (Danıştay 5.D.Esas No: 1990/3713 Karar  No: 1990/1812)

·             “Davacının yerine atandığı kişinin görevden alınmasına ilişkin işlemin iptali yolundaki kararın, onun yerine yapılan atamayı sebep unsuru yönünden hukuka aykırı kıldığı,dolayısıyla iptal kararını uygulamak üzere davacının görevden alınmasının idare yönünden Anayasal ve yasal bir zorunluluk olduğu.” (Danıştay 5.D. Esas No: 1991/112,Karar No:1991/154)

·             “Bekleme ve Sorumluluk Sınavına katılacak öğrenci bulunmadığına göre davacının yaz tatili sırasında okula gelmemesinin görevden çekilmiş sayılmasını gerektirmeyeceği.” (Danıştay 5.Daire, Esas No: 1989/3005,Karar No:1991/514)

·             “ Davacının yürütmenin durdurulması kararı üzerine göreve başlatıldıktan üç gün sonra bu görevden alınmasının durdurulması kararını etkisiz bırakma amacını taşıyan,Anayasanın ve 2577 sayılı Yasanın sözüne ve özüne aykırı bir uygulama olduğu.” (Danıştay 5.Daire, Esas No: 1988/3400,Karar No:1991/178)

·             “Kanun yoluna başvurulduğundan bahisle iptal kararının uygulanmamasının idare yönünden ağır hizmet kusuru oluşturduğu.” (Danıştay 5.Daire, Esas No: 1989/2113,Karar No:1991/756)

·             “Ceza verilmesinden itibaren 5 yıl geçtikten sonra,ceza hiç verilmemiş sayılacağı için,ilgilinin idareye başvurarak sürücü belgesinin geri verilmesini isteyebileceği.” (Danıştay 8.Daire, Esas No: 1990/1181,Karar No:1991/411)

·             “Amirin ağır tahriki,hakareti ve dövme girişimi üzerine,amirle memur arasında meydana gelen karşılıklı hakaret ve dövme olayından dolayı memurun meslekten çıkarılamayacağı,ancak olayın ilgili tüzüğün diğer hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiği.” (Danıştay 10.Daire, Esas No: 1990/1103,Karar No:1990/2547)

·             “Davacının posta ile gönderdiği özür dilekçesine ekli doktor raporunun,davacının başka bir ilde kamu görevlisi olduğu gözönüne alınmadan,raporun ve dilekçenin yönetmelikteki süreden sonra okul idaresine verildiği gerekçesiyle özür sınav hakkı tanınmamasının hak ve adalet kuralları ile bağdaşmayacağı.” (Danıştay 8.Daire, Esas No: 1989/334,Karar No:1990/971)

·             “Eğitim-öğretim görmesine engel oluşturan rahatsızlığını 1985-1986 ders yılında okula devam edemeyeceğini belirten,raporla belgeleyen öğrencinin bu durumunun sadece rapor gününden sonraki devamsızlığı için bir özür olarak kabul edilemeyeceği,rahatsızlığının,raporun verildiği gün ortaya çıktığı düşünülmeyeceğinden önceki yarı yıla ilişkin rahatsızlığın ayrıca başka bir raporla kanıtlanması gerekmediği.”  (Danıştay 8.Daire, Esas No: 1989/852,Karar No:1990/1117)

·             “657 sayılı Yasanın 2670 sayılı Yasa ile değişik 127.maddesinde yer alan bir aylık soruşturma zaman aşımı süresi geçirildiğinden,verilen cezada hukuka uyarlık bulunmadığı.” (Danıştay 10.Daire, Esas No: 1988/2495,Karar No:1991/1002)

·             “Davacı hakkında soruşturmacı atanıp tam anlamıyla usulüne uygun bir soruşturma açılmaksızın doğrudan disiplin amirince savunma ve ifade alınıp her hangi bir rapora bağlanmadan disiplin cezası verilmesinde mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemi iptal eden Ankara 7. İdare Mahkemesinin 23.12.1993 tarih 1542 sayılı kararının onanmasına karar verildi.” (D.8.Daire, Esas No: 1994/1044,Karar No:1994/447; Esas No: 1994/1157,Karar No: 1994/685)

·             “Bir memurun elinde olmayan nedenlerle göreve devam edememesi halinde o yılki sicilinin bir önceki amir tarafından verilmesi gerektiği.” (Danıştay 3.Daire, 23.11.1979, E.1979/423,K.1979/495)

·             “ İdarenin hatalı işleminden dolayı hakkında sicil doldurulmayan memurun terfiinin geri bırakılamayacağı.” (Danıştay 5.Daire, 23.09.1982,E. 1981/2791,K.1982/8578)

·             “Kanaat bölümü ile hüküm fıkrası arasında uyum bulunmayan sicilin iptali gerektiği.” (Danıştay 5.Daire, 21.05.1985,E.1981/2327,K.1985/1359)

·             “ Sicilin Ocak ayında tanzim edilmemiş olması,usul yönünden hukuka aykırılığını gösterir.Ağır bir şekil noksanlığı olmadığı,ancak sicilin bilahare düzenlenmesinin olumsuz neticelenmesine etkisinin bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği.” (Danıştay 5.Daire,27.11.1985 E.1985/1307,K.1985/2531)

·             “Şartla salıverilme,ceza mahkumiyetini ortadan kaldırmadığından ilgilinin yeniden memuriyete atanmasının yapılmamasında mevzuata aykırılık olmadığı.” (Danıştay 5.Daire, 9.5.1978,E.1975/2619,K.1978/2003)

·             “Tam gün olarak toplam 20 gün devamsızlığı olmayan,ancak görevden uzak kaldığı saatlerin toplamı 20 günü geçen bir memurun 657 sayılı Yasanın değişik 125 inci Maddesinin E-d fıkrası uyarınca Devlet Memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılamayacağı.” (Danıştay 1.Daire, 15.12.1983,E. 1983/309,K.1983/323)

·             “Yetki devrinde bulunan kamu yöneticisinin görevden ayrılması,yetki devrini de sona erdirir.”  (D. 5.D.E: 1989/2735,K.1989/2286)

·             “Mesleğinde yararlı olmadığı anlaşılan ve bu nedenle öğretmenlikten bakanlığa bağlı bir kuruluşla memurluğa atanan davacının öğretmenliğe iade edilmemesinde mevzuata aykırılık bulunmadığı.” (D.5.D.E: 1974/8074,K.1975/7735)

·             “Atatürk’ün manevi kişiliğine hakaret ettiği,Devlet düzenini dini esas ve inançlara uydurmak için propaganda yaptığı ve çevrede çalışmalara neden olduğu anlaşılan davacının İlkokul öğretmenliğinden  alınarak büro hizmetlerinde görevlendirilmesinde isabetsizlik bulunmadığı.”(D.5.D.E: 1973/12364,K.1977/1873)

·             “Görevinde başarılı olduğu sicilleri ile anlaşılan ve nakline sebep olarak gösterilen hususlar belgelerle sağlanmayan davacının nakil işleminin tesisinde kullanılan takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gerekleri amacına uygun olmadığı.” (D. 5.D.E: 1984/834,1986/128)

·             “ 657 Sayılı Kanunun 48.m.sinin ( A ) bendinin 5.fıkrasında sayılan suçlar dışındaki bir suç nedeniyle ( 6 ) altı aydan fazla hapis veya ağır hapis cezası alıp bu cezaları tecil edilmiş olanların görevlerine dönebilecekleri yolunda görüş bildirilmesine ve dosyanın Danıştay Başkanlığına sunulmasına.” (D.1.D.E: 1991/130,K.1991/301)

·             “ İlgili hakkında verilen hapis cezalarının içtimai sonunda (6 ) altı aydan fazla olması halinin göreve son verme sebebi olamayacağı.” (D.5.D.E: 1980/4707,K.1982/6731)

·             “ Memurun görevden çekilmiş sayılabilmesi için,görevi terk halinin ilgilinin iradesi dahilinde olması gerekeceğinden ve tutukluluk halinin iradesi dışında meydana gelmiş olması nedeniyle,tutuklu iken göreve devam etmediğinden bahisle çekilmiş sayılmasında isabet bulunmamaktadır.(D.5.D.E: 1980/7430,K.1983/7483)

·             “Görev yeri değiştirilen bir memurun bu kararın tebliği üzerine rapor alıp, (15) günlük izin  süresini daha sonra kullanmasında yasaya aykırılık bulunmadığı,bu nedenle görevden çekilmiş sayılamayacağı” (D.5.D.E: 1976/6758,K.1980/1735)

·             “ Haklarında tesis edilen göreve son verme,görevden çekilmiş sayılma, ya da benzeri işlemlerin yürütmenin durdurulması kararıyla durdurulması üzerine görevine döndürülen memurlara fiilen görev yapmadıkları döneme ait özlük haklarının ödenmesi gerektiği” (D.5.D.E: 1983/116,K.1983/144)

·             “Çalışmalarını yakından tanıyan 1.sicil amiri tarafından olumlu görüş belirtilen davacının sicilinin,ikinci sicil amirince herhangi bir kanıt gösterilmeden olumsuz doldurulmasının objektif olmadığı gerekçesiyle iptali gerekeceği” (D.5.D.E: 1977/1580,K.1978/3284)

·             “ Davacının hatalı olarak stajyerliğinin kaldırıldığının bilahare anlaşılması üzerine bu işlemin geri alınmasında idare hukuku ilkelerine aykırılık bulunmadığı”(D.5.D.E: 1972/1459,K.1976/1165)

·             “Yetersizliği tespit olunmadan daha önce bir siyasi partinin mensubu olmak yüzünden stajyer öğretmenin görevine son verilmez.” (D.5.D.E: 1965/67,K.1966/4023)

·             “Davacının öğrenciliği sırasında kopya çekerken yakalanması  sonucu disiplin cezasına çarptırılmış olmasının,müfettişlik mesleğinin vakar ve ciddiyetine sahip bulunmadığı şeklinde yorumlanamayacağı” (D.5.D.E: 1978/6508,K.1981/1340)

·             “ Usulüne uygun olarak yapılmayan memuriyete alma sınavlarının iptali halinde,sonuçlarının da etkisiz kalacağı” (D.5.D.E: 1977/3615,K.1979/6034)

·             “ Türbanlı olarak avukatlık stajı yapılamayacağı” (D.8.D.E: 1992/3342,K.1993/2611)

·             “Memur olarak görev yapan davacının görev yerine belirlenen usul ve esasları (başörtüsü) yerine getirmediği ve getiremeyeceğini de ısrarla belirtmesi nedeniyle Aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı” (D.8.D.E: 1993/543,K.1993/3747)

·             “Sahte fatura düzenleyerek veya sahte olduğunu bildiği fatura kullanarak vergi iadesinden yararlanan kamu görevlisine disiplin cezası verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı” (D.8.D.E: 1993/1901,K.1993/3855)

·             “ Tekerrür nedeniyle bir derece ağır ceza verilirken,işlenen suçun niteliği hangi cezayı gerektiriyorsa bu cezanın bir derece ağırının verilebileceği,yoksa her suç işlenişinde önceki cezanın bir üstü cezanın verilemeyeceği” (D.8.D.E: 1993/1293,K.1994/680)

·             “ Soruşturma sırasında gözaltında bulunduğu için savunma veremeyen davacının süresinde savunma veremediğinden söz edilemeyeceği” (D.8.D.E: 1991/3204,K.1993/165)

·             “ Davacının sınav kağıdını vermemekle sınavda başarısız sayılacağı ayrıca salon düzenini bozduğu gerekçesiyle disiplin cezası verilemeyeceği” (D.8.D.E: 1991/3230,K.1993/269)

·             “Siyasi içerikli bildiriyi öğretim üyesinin kapısına astığı belirlenen davacıya verilen cezanın hukuka uygun olduğu” (D.8.D.E: 1991/3205,K.1993/496)

·             “ Yer ve gün saptanarak davacıya savunma yapması yolunda ilan tahtasına asılan duyurunun, davacıya ulaştığının kabulü gerektiği” (D.8.D.E: 1991/3127,K.1993/991)

·             “Kopya kağıdında yazılı olan bilgilerin sınavda sorulan sorularla ilgili olmaması nedeniyle, davranışın kopya sayılamayacağı” (D.8.D.E: 1991/3377,K.1993/1270)

·             “Zimmet suçundan hüküm giyen davacının cezasının ertelenmiş olmasının disiplin cezası verilmesini engellemeyeceği” (D.8.D.E: 1993/407,K.1993/2184)

·             “Tekerrür nedeniyle daha ağır cezanın verilebilmesi için,önceki cezanın tebliğ edilmesi şart olmayıp,aynı nitelikte iki suçun işlenmesinin yeterli olduğu” (D.8.D.E: 1994/356,K.1994/1179)

·             “Bekar memurun kendisine tahsis edilen lojmanda evli kardeşiyle birlikte oturabileceği” (D.8.D.E: 1994/2736,K.1995/1193)

·             “....Anılan yasa ve yönetmelikte sorumluluk ve yetki verilen Disiplin Amirin hem soruşturmacı, hem de ceza veren konumunda olmasını engelleyen bir kural bulunmamaktadır.  Diğer yandan kamu görevlilerinin,kamu hizmeti sırasında yaptıkları yönetsel işlemlerin yasa, tüzük ve yönetmeliklere uygun olması zorunludur. Kamu görevlilerinin kişisel olarak yansız bir konumda bulunup, bulunmadıkları konusunda bir irdelemeye gerek yoktur. Yargıçların kişisel yansızlığı ile diğer kamu  görevlilerinin kişisel yansızlığını birbirine karıştırmamak gerekir. Yargıç yansızlığı yasalarla özel olarak düzenlemiştir.        ..... cezayı veren kişinin yansız konumda olup olmadığının incelenmesi yerine,verilen cezasının yasa,tüzük,yönetmelik ve hukuk kurallarına ve işlenen suçun niteliğine uygun olup olmadığının incelenmesi gerekir. Açıklanan nedenlerle Antalya İdare Mahkemesinin (... olayda davacı hakkında soruşturmayı yürüten ve sonuçlandıran disiplin amirinin soruşturma dosyasında yer alan bilgi ve belgeleri değerlendirerek karar vermesi yansızlık ilkesi ile bağdaşmadığından işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal eden...) kararının bozulmasına ...” (D.8.D.E: 1991/1310,K.1992/215)

·             “625 sayılı Yasanın 49. Maddesinde yer alan ve Özel Öğretim Kurumları yönetici ve öğretmenleri hakkında M.M.H.K. hükümlerinin uygulanmasına olanak tanımayan  hükme rağmen ve anılan yasada soruşturma yöntemi konusunda bir başka düzenlemede bulunmamasına karşın sanık... hakkında M.M.H.K hükümlerine göre verilen Men-i Muhakeme kararının bozularak, M.MH.K.’na göre karar verilmesine yer olmadığına ve genel hükümlere göre işlem yapılmak üzere dosyanın yetkili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine” (D.İ.İ.K.E: 1995/103,K.1995/219)

·             “Memurin Muhakematı hakkında kanun hükümlerine göre yapılan soruşturmalarda sanık ve  tanık ifadelerinin alınmasına yeminli zabıt katibi bulundurulmasının zorunlu olmadığı” (D.I.D.D.E: 1995/195,K.1995/220)

·             “Aday memurlar için 657 sayılı yasanın 56.maddesinin uygulanması gerekirken,125.maddenin uygulamasında isabet bulunmadığı” (D.8.D.E: 1991/1603,K.1992/705)

·             “Yasadışı siyasal partiye üye olmanın Devlet Memurluğundan çıkarılmayı gerektirdiği”(D.8.D.E: 1991/1864,K.1992/2349)

·             “ Meslektaşı ile zina yapan ve ceza davasından hüküm giyen öğretmene,meslekten çıkarma cezası verilmesinde hukuk’a aykırılık olmadığı” (D.8.D.E: 1993/2558,K.1994/616)

·             “ Memur sendikaları ile ilgili yasal bir düzenlemenin yapılmamış olması nedeniyle,Devlet memurlarının sendika temsilcisi veya sıfatıyla da olsa,basına demeç vermelerinin 657 sayılı Yasanın 15.maddesinin hükmüne aykırı olduğu” (D.8.D.E: 1994/740,K.1994/3027)

·             “Başarılı ve sicili temiz olan görevlilere,bir alt ceza uygulanmamak nedeninin açıklanması gerektiği” (D.8.D.E: 1991/1399,K.1991/1067)

·             “657 sayılı yasada ağır hapis cezasının süresi yönünde bir ayırım yapılmadığından 5 ay hapis cezası bulunan davacının memuriyete atamasının yapılmamasında mevzuata aykırılık bulunmadığı” (D.8.D.E: 1988/1519,K.1991/1195)

·             “Sınavların yapılış koşulları ve sınav evrakı objektif  değerlendirmeye esas alınamayacak biçimde olduğundan,lise diplomasının geçersiz sayılmasında isabetsizlik bulunmadığı” (D.8.D.E: 1982/1985,K.1983/1482)

·             “Yapılan güvenlik soruşturması göz önüne alınarak henüz asaleti tasdik edilmemiş bulunan aday memurun görevine son verilmesinin,hatalı yapılan atama işleminin geri alınması mahiyetinde olduğu” (D.8.D.E: 1981/1966,K.1985/2488)

     tam gün olarak toplam 20 gün devamsızlığı olmayan, an­cak görevden uzak kaldığı saatlerin toplamı 20 günü geçen bir memurun 657 sayılı Yasanın değişik 125'inci maddesinin E-d fıkrası uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılamayacağı (Danıştay Birinci Daire, 15.12.1983 gün, Esas No: 1983/309, Karar No: 1983/323)

            Disiplin cezalarına karşı, ceza verilen memur ile memurun dairesi amiri itiraz edebilir. (D.5.D. 16.05.1977 Gün ve E.1977/3494; K.1977/2569)

             Disiplin soruşturmasını yapan kimse, disiplin kurulunda görevlendirilemez. (D.5.D. 18.03.1976 gün ve E.974/10222, K.1976/1267)

            Adli yargıda beraat etmiş olmak, disiplin cezası verilmesini en ellemez. (Adli kararların idari, tasarruflara tesiri söz konusu edemeyeceği cihetle, davalının mahkemeden beraat kararı almış olması, daha önce idari soruşturma üzerine verilmiş olan meslekten ihraç kararının ortadan kaldırılmasını gerektirmeyeceğine karar verildi.(D.5.D. 974/410 s.k.)

            Kovuşturma izni verilmemiş olması disiplin cezası vermeyi engellemez. (Eylemde suç unsuru görülmeyerek kovuşturma izni verilmemiş olması, disiplin cezalarının mahiyetine göre, aynı eylemden dolayı disiplin cezası uygulanmasına engel değildir.) (DDK E.966/292, K.970/537)

            Savunmasının, disiplin cezası vermeye yetkili amir veya merci tarafından alınması gerekir. (D.3.D. E.1973/O72, K.1973/269)

             Yasal dayanağı bulunmayan disiplin komisyonu disiplin cezası veremez. (D.5.D. 31.12.1965 E.2968, K.267)

            Disiplin kurulunca verilen cezalar, idari bir işlemdir. (Disiplin kurullarınca verilen cezalar Anayasanın 118. maddesine göre bir idari yargı kararı değil, idari bir işlemdir. Bu nedenle temyiz davası biçiminde değil, iptal davası biçiminde kesin karar veren kurul veya makama husumetin yöneltilmesi gerekir. (D.D.K. 10.04.1970 E.143, Kl053)

            Dışarıda mesleği ile ilgili faaliyette bulunan teknik personele disiplin cezası uygulanması yerindedir. (Devlet daire ve müesseselerinde görev alan mühendis ve mimarların hariçte kendi meslekleri ile ilgili faaliyette bulunmaları 3458 sayılı mühendislik ve mimarlık hakkındaki kanunun 9. maddesi ile men edilmiştir.) (D.12.D 09.10.1968 1967/1022)

            Memurun amirine bağırıp çağırması hürmetsizliktir. (D.5.D. 27.01.1968 E. 1963/4205, K.19681156)

            Suçun işlendiği ileri sürülen Pazar günü görevli bulunmadığı anlaşılan memura, böyle bir günde görev yapmadığı ileri sürülerek disiplin cezası verilemez. (...açıklanan nedenlerle, tatil günü olan .... tarihinde davaçıya görev verilmesine olanak bulunmadığı cihetle adı geçenin bu görevi yapmadığı ileri sürülerek kınama cezasıyla tecziye edilmesinde kanuna uyarlık bulunmadığından dava konusu kararın iptaline karar verildi.) (D.5.D. 03.10.1977 E.1974/8042, K.1977/4295)

            Hakkında soruşturma açılması nedeniyle 657 sayılı yasanın 137. maddesine göre görevden uzaklaştırılan memurların asıl kadro unvanları saklı kalmak koşuluyla soruşturma sonuna kadar görevle ilişkilerinin fiilen kesilmesinin zorunlu olduğu. (D.5.D. E.986/1371, K.988/1903)

            İptal kararı alan davacının göreve başlatıldıktan üç gün sonra yeniden görevden alınmasının iptal kararının uygulanmış sayıldığını göstermeyeceği ve bu uygulamanın nedenleri araştırılmadan davacının tazminat isteminin reddedilmesinde hukuki isabet bulunmadığı. (D.5.D. E.1986/183, K. 1 987/1659)

            Gözaltına alınmaları veya tutuklanmaları nedeniyle görevlerinden ayrılmak zorunda kalan memurların, gözaltına alınma veya tutukluluk hallerinin sona ermesi üzerine idarelerine başvurarak göreve başlamaları, aksi halde göreve izinsiz ve özürsüz gelmedikleri gerekçesiyle haklarında 657 sayılı kanunun 94. maddesinin uygulanabileceği. (D.5.D. E.1987/550, K.1987/2124)

             657 sayılı kanunun 137. maddesi uyarınca görevden uzaklaştırılmış olan memurun görevle ilişkisi fiilen kesilmiş olduğundan, görev mahallinden izinsiz ayrılmasının, görevin terk edilmesi olarak nitelendirilmeyeceği ve ilgilinin buna dayanarak devlet memurluğundan çekilmiş sayılamayacağı. (D.5.D. E.19871790, K.1988/562)

             06.08.1981 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan" Memurların Hastalık Raporlarını Verecek Hekim ve Sağlık Kurulları Hakkında Yönetmelik"in 8. maddesinin, gerek hasta memurun sevk edildiği sağlık kurumuna, gerek kendi kurumuna ilgilinin durumunu tespit konusunda görev yüklediği, idarenin kendisine düşen araştırma ve hastayı uyarma görevini yerine getirmeden, ilgiliyi görevden çekilmiş saymasında mevzuata uyarlık bulunmadığı. (D.5.D. E.1998/218, K.1988/1583)    

            Görevi başında kalmasında sakınca bulunmadığı halde, bir memurun salt ceza kovuşturmasına uğradığı ileri sürülerek görevden uzaklaştırılmasında hizmet gereklerine ve yasanın amacına uyarlık bulunmadığı. (D.5.D. E.1973/2246, K. 1977/5771)

            Ceza kovuşturması sonucu beraat kararı verildiği halde bu kararın temyiz edilmesinin, görevden uzaklaştırmayı gerektirmeyeceği. (D.5.D. E.1973/6144, K.1976/3237)

             Vazifede kalması mahsurlu olup olmadığı tetkik olunmadan ihbar üzerine bir memurun işten el çektirilmesi ağır hizmet kusurudur. (D.5.D. E.1965/6051, K.1966/564)

            Beraat eden memur hakkında alınan görevden uzaklaştırma işlemi kaldırılmalıdır. (D.5.D. E.1973/5068, K.1976/7204)

             Görevden uzaklaştırılan, görevi ile ilgili olsun olmasın herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınan memurlara, bu süre içinde, iş güçlüğü, iş riski, temininde güçlük zammı ve mali sorumluluk tazminatının ödenmesi gerektiğine çoğunlukla, özel hizmet tazminatının da aynı şekilde ödenmesi lazım geldiğine oybirliği ile karar verildi. (Sayıştay Gn.K.K. 3.5.1984, 438811S)

             Aday memurlara 657 sayılı kanunda yer alan Kade­me ilerlemesinin Durdurulması cezasının daha hafifi s olan ve uygulama kabiliyeti bulunan cezalar verilebilir.  (0.5.0. 15.09.1969/2484)

       Bir alt disiplin cezası, memurun fiiline uyan cezanın alt sınıfı olmayıp, yasadaki sıralamaya göre bir derece hafif olan cezadır. (Danıştay 8.0. 30.09.1996 gün, E. 1994mO1,K. 1996/2345)

       Atatürk portresini yağlı boya ile boyattığı iddiasıyla yargılaması yapılan öğretmenin soruşturulması MMHK. Kapsamına girmez. 5816 sayılı kanunun 3. Maddesine göre Cumhuriyet Savcılıklarınca resen takibat yapılır." (Y.C.G.K 2U.1995 YYB 95-104)

       ☼ Davacının hasta sevk kağıdını okul müdürüne imza­latmadan hastaneye giderek izinsiz ve özürsüz olarak bir gün göreve gelmediği iddia edilerek aylıktan kesme ce­zası ile cezalandırılmasında hukuka uyarlık bulunmamak­tadır. (Sivas idare Mahkemesi 1998/963 E, 1999/340 K.)

       ☼ Okul koruma derneğinin okulun gereksinimleri için veli/erden topladığı parayı bağış olarak kabul etme eyle­mi TC/{Inün 240. Maddesine uymaz... (Y.4.C.0. 16.4.1996/2540 -.3491)

            Ödenek yokluğu nedeniyle ve okulun gereksinimlerini karşılamak üzere, yaz dönemi sınavlarına girmek için başvuranlardan bağış niteliğinde para aldırtan sanık okul müdürünün eyleminde suç öğeleri yoktur. 1I(Y.5.C.0. 15.6.1983/1198-2303)

            11657 sayılı kanunun 125/D-g hükmü devlet memuru­nun kurumunun zarar görmesi bakımından,görev yaptığı yer ve göreviyle ilgili konularda yetkili olmadığı halde ba­sına ,haber ajanslarına veya radyo ve televizyon kurum­larına bilgi veya demeç vermesini cezalandırmayı öngör­mekte, görevi dışındaki konularda yaptığı açıklamaların cezalandırılmasını öngörmemektedir. .. bir kamu görevli­sinin göreviyle ilgili olmayan konularda görüş sahibi ol­ması ve bu görüşlerini başka bir disiplin cezasına konu olmayacak şekilde açıklamasını yasaklayan bir hüküm bulunmamaktadır."( Sivas idare Mahkemesi, 1996/913 Esas, 1997/142 Karar)

       Ulusal bayramlara ve resmi törenlere düzenleme ko­mitesi içerisinde görevli olunmasına rağmen katılmama görevi ihmal suçunu oluşturur. (Danıştay 2.0. E: 1995/766, K: 1996/2256)

       Sanığın üstüne atılan '……………       nın tayin kararnamesinin kaybolmasına neden olmak eylemi TCK'na göre cezai kovuşturmayı gerektiren bir suçtur." (0.2.0. E:1994/1684, K:1994/1461)

       Sanığın üstüne atılan Esnaftan para alıp ödememek' suçu disiplin suçu niteliği taşır.'1 (0.2.0. E: 1993/2188, K: 1993/1717)

       "Dava ve temyiz dosyasının incelenmesinde, 17.5.1987 tarihinde yapılan bayram provaları sırasında il­gilinin iki kişiye hakaret ettiği, 1986 - 88 döneminde dip­lomalardan 1000 lira alınması için emir verdiği, Nisan­ Mayıs aylan içinde okula ait 3 top di­kenli teli hizmetliyle evine gönderip sonra geri getirttiği, Nisan-Mayıs 1987 aylan içinde okul hizmetlisini köye götürüp özel işinde çalıştırdığı iddiasıyla hakkında soruşturma açıl­dığı ve bu iddiaların sübuta erdiğin­den bahisle bu fiil/erin karşılığı olan cezalardan en ağır olan, çalışma ar­kadaşına hakaret etmek fiilinin karşı­lığı bir yıl süreyle kademe ilerleme­sinin durdurulması cezasının dava­cıya verildiği anlaşılmaktadır. Davacı hakkında iddiaların her birisi aynı ta­rihli şikayet dilekçeleriyle ileri sürül­müş ve aynı mahiyette, aynı cezalan ,gerektiren ml/er olup, bu fiil/eri bir­leştirmek suretiyle tek bir ceza veril­mesi olanaksız bulunmaktadır." (0.10.0. 20.3.1991 E.1988/2595,K.1991 /1 002)

       ☼ "Disiplin amiri ve kurullarına ka­rar vermek için tanınan 15 günlük sürenin idarenin iç işleyişi ve düzeni ile ilgili olduğu, bu süre geçirildikten sonra ceza verilmiş olmasında yasa­ya aykırılık bulunmadığı, sadece ilgi­li amir veya kurulun görevini belli sü­re içinde yapmaması nedeniyle so­rumluluğunun doğacağı açıktır. (D 5 D , 17.9.1991.E.1991/1370.K.1991/1358)

       "idarece kabul edilen görevden çekilme isteğinin yürürlüğe gireceği tarihten önce bu isteğinden vazgeçen davacının görevden çekilmiş sayılamayacağı." (0.5.0.,15.2.1983, E. 1980/7504,K.1983/1000)

       ☼ "Davacının üyesi olduğu derne­ğin yayını olan dergide yayımlanan yazısının düşünmek ve düşündüğünü açıklamak özgürlüğünden bah­seden ve dernek üyelerini, sorunla­rını içtenlikle açıklamaya .davet eden nitelikte olması nedeniyle uyarma cezası verilmesinin anılan fiile uyan bir yönü bulunmadığı anlaşılmakta­dır.  (Danıştay Mürettep D. 23.05.1979. gün, E.1978/5685,K.1979/1383)

       "Soruşturma dosyasının incelen­mesinden, sanığın öğretmenlik yap­tığı okuldaki öğrencilerine geceleri evinde özel ders verdiği ve bu sıra­da da sınavda çıkması muhtemel sorulan üstü kapalı olarak verdiği dosyada mevcut tanık beyanları, di­ğer bilgi ve belgelerden anlaşıldı­ğından yerinde görülmeyen itirazı­nın reddi ile TCK'nın 261. Maddesi uyarınca lüzumu muhakemesi yo­lunda verilen ve yasaya uygun Yö­netim Kurulu Kararının ananmasmalı (0.2.0. E: 1992/194, K: 1993/835)

       "Nedeni araştırılmaksızın, yalnız­ca derse girilmemiş olması, doğru­dan doğruya grev olarak nitelendiri­lemez." (Danıştay 10.0. 13.02.1985 gün, E.1984/381.K.1985/201)

       "Ast ve üst konumdaki kişilere karşı eylem yapması halinde ceza­landırılan memurun, aynı eylemi aynım konumdaki iş arkadaşına karşı yapması durumunda da aynı ceza ile cezalandırılması gerekir. Yasanın 125. Maddesinde benzer eylemler­de bulunanlara aynı cezaların uygu­lanacağı belirtilmekte, maddede tek tek sayılmayan aynı nitelik ve ağırlık­taki eylemlerin de cezalandırılması amaçlanmıştır." (Danıştay. 8.0. 25.03.1992 gün, E.1991/1471. K. 1992/518)

       "izinsiz olarak bir gün görevine gelmediği gerekçesiyle iı Milli Eği­tim Müdürü tarafından verilen aylık­tan kesme cezası hukuka aykırıdır. Milli Eğitim Müdürü ilkokul öğretme­ninin disiplin amiri olmadığından iş­lemde yetki yönünden hukuka uyar­Iık bulunmamaktadır.II (Sivas idare Mahkemesi 1996/808 Esas, 1996/944 Karar)

       Sanık okul müdürünün üstüne atılan Pazartesi günleri bayrak töre­nine ve göreve geç gelmek, okul spor salonunu amacı dışında kullan­mak, okulun tertip - düzen ve temiz­liğine özen göstermemek, verilen emir ve talimatlara uymamak, öğret­menler arasında birlik ve beraberliği sağlamayarak eğitim ve öğretimi olumsuz yönde etkilemek eylemleri disiplin suçu niteliğindedir.  (D. 2. D. E:1992/1582, K:1993/788)

       "Aynı ku­rumda çalışan, fakat amir-memur ilişkisi olmayan bir kişiye fiili teca­vüzden dolayı davacıya, 657 sayılı Yasa'nın 125/E-f maddesine göre devlet memurluğundan çıkarma ce­zası verilemez." (Danıştay 10.0. 23.10.1990, E. 1989/2100,K.1990/2297)

       Davacıya yarıyıl ve yaz tatilIerin­de ders dışı hazırlık ve planlama gö­revi karşılığı ek ders ücreti verilmesine ilişkin davalı idare işleminde hukuka uyarlık görülmediğinden davacıdan geri alınan 2000 yılı ağustos ayı ek ders ücretinin idare­ye başvurduğu 06.12.2000 tarihin­den itibaren hesaplanarak yasal fa­iziyle birlikte davalı idarece tazmini gerekir. (Sivas idare Mah. E.2001/253, K.2002/256)

       "Öğrenci yurdunun kapatılmasını protesto amacıyla yapılan yürüyü­şe katıldığı kesin bir biçimde kanıtIanamayan öğretmene, bu konuda salt Emniyet Müdürlüğünün ilgilinin de yürüyüşe katıldığı yazısı dayanak alınarak disiplin cezası verilemez." (Danıştay 10. D. 15.05.1985 gün. E. 1984/1825, K.1985/998)

       "Anayasanın ve 657 sayılı Yasa­nın söz konusu düzenlemelerine gö­re;farklı kurumlarda çalışan eşlerden birinin hizmet gereği başka bir yere naklen atanması halinde diğer eşin çalıştığı kurumla gerekli koordinasyonunun sağlanması ve bu eşin de isteği halinde aynı yere naklinin yapılması idare için bir yükümlülüktür. Ancak memurun atandığı yerde eşinin atanacağı teşkilat yoksa ya da teşkilat olmakla birlikte niteliğine uygun münhal bir görev bulunma­mak da ise, eşe belirli koşullarda izin isteme hakkı tanınmıştır. (0.5.0., 14/12/1995 gün, E.1993/4033. K. 1995/4125)

       ☼ …… ilde- ikamet edip, görev yaptığı köye gidip gelen davacıya il merke­zine atanması üzerine aile ve yer de­ğiştirme masrafı verilemeyeceği, an­cak yol masrafı ve yevmiye ödenme­si gerekeceği (Danıştay 5. D. 1995/4056 E, 1998/2720 K.)

       Hakkında açılmış her hangi bir "­soruşturma bulunmayan ve görevin­ de başarısızlığı da söz konusu olma­yan davacının görevden alınmasında kamu yaran ve hizmet gerekleri­ne uyarlık bulunmadığı (D.5.D. 21.6.1988 K.117E.441)

            Görevden uzaklaştırma Kayma­kam tarafından yapılmışsa bu karara karşı itiraz iı idare Kuruluna yapılır. (D.5.D.,23.5.1977,E.1974/888,K.1977/2 613)

       Göreve gelmediğinin saatleri topla­mı 20 günü geçen bir memura devlet memurluğundan çıkarma cezası verile­mez" (D. 1.D. 15.12.1983 , E.1983/309, K.1983/323)

       Memuriyete girmeden önce işlen­miş suçlardan dolayı, disiplin hükümleri­ne istinaden görevden çıkarma cezası verilmesinde yasal isabet bulunmamak­tadır. (D.10.D. 3.12.1984, E.454 K.1984/2029)

       Dört ayrı eylem sonunda verilen ce­zalar birleştirilerek memuriyete alınma koşullarının kaybedildiği gerekçesiyle davacının görevine son verilemeyece­ği." (D.5.D.-16.05.1985 K.85-1308, E..81-2351)

       Görevi gereği topladığı elektrik ve su paralarını 25 günlük gecik­meyle teslim eden ve bu parayı kişi­sel çıkarma sarf ettiği hususunda delil bulunmayan sanık tahsildarın eylemi zimmet değil, görevi ihmal suçunu oluşturur. (Y.5.C.D. 27.5.1986 75622-2698)

       Memurun görev ve yetki alanına girmeyen bir iş için çıkar sağlaması irtikap değil, genel olarak görevde yetkiyi kötüye kullanmadır. (Y.5.C.D. 25.11.1998/3492-4489)

       "MEB'dan izin almadan, ilköğretim hizmetleri için yapılmış bulunan binada Kuran kursu açılmasını gerçekleştiren memurların, görevlerini savsakladıkları ve kötüye kullandık­larının kabulü gerekir. (D.2.D. 23.9.1977 K.1977/1328)

       Okul, cami vb. yerlere olması gereken uzaklık kuralına uymadan kıraathane ve içkili yer işletme izni verilmesi TCK'na göre görevi kötüye kullanma suçunu oluşturur.  (D.2.D. 15.1.1997, E.1995/1969, K. 1997/30)

       Üstten gelen bir yazıya "var" ol­duğu halde "Yok diye cevap ver­mek görevi kötüye kullanma suçunu oluşturur." (Y.6.C.D. 29.1.1985, 7734/488)

       "Mutemet olan sanığın öğret­menlere ait aylık ve ek ders ücreti bordrosunda para olarak ödenmesi gereken miktar, sütunlarındaki ta­hakkuk toplamlarını fazla göstermek suretiyle sahte olarak düzenlediği bordrolar karşılığında aldığı paralan saklama gibi bir yükümlülüğü söz konusu olamaz. Bu durumda, sanı­ğın zincirleme yaptığı sahteciliğin aldatıcılık yeteneği bulunmaması (bordrolar Mal Müdürlüğünce kont­rol edilseydi veya gereği gibi kontrol edilseydi sahtecilik kolaylıkla tespit edileceği) nedeniyle oluşan eylemi, adiyen zimmet olmayıp TCK’nun 240. Maddesinde tanımlanan görevi kötüye kullanma niteliğindedir. (Y.5.C.D.-26.05.1998-1601/2056)

       Laikliğe aykırı davranış fiilini, görevi sırasında işleyen öğretmenin bu fiili aynı zamanda görevi ile de ilgili bulunmaktadır." (Y.C.G.K. 31.3.1986 E.9-42 K.1986/172)

       "Okul disiplin kurulu TCK'nun 268/1 .maddesinde yazılı kurullar­dandır. Bu kurula hakaret nedeniyle anılan madde uygulanır.  (Y.4.C.D. 22.2.1978/896-886)

         "Gözaltına alınmaları veya tutuk­lanmaları nedeniyle görevlerinden ayrılmak zorunda kalan memurların, gözaltına alınma veya tutukluluk hal­lerinin sona ermesi üzerine idarele­rine başvurarak göreve başlamaları, aksi halde göreve izinsiz ve özürsüz gelmedikIeri gerekçesiyle hakların­da 657 sayılı yasanın 94. Maddesi­nin uygulanacağı.".. (D..5.D., 30.12. 987,E. 1987/550, K.1987/2124)

       "Memur tarafından bakılmadığı zaman zarurete düşeceği yine me­mur tarafından beyannamede gösterilmek kaydı ile, usul ve füru ile er­kek ve kız kardeşlerin emekli, dul ve yetim aylığı almakta bulunması halinde bile bunlar için harcırah verilir, aksi sabit oluncaya kadar memurun beyanına itibar olunur." (Sayıştay G.K.Karan 20.02.1956/2271)

       "Uyuşmazlık Konya ilinde görevli olan davacının 10 günlük hastalık raporunun aynı il'e bağlı Ayranca ilçesinde geçirmesi nedeniyle veri­len disiplin cezasına ilişkindir. Aynı ile bağlı ilçeye gidilmesi, il sınırlarının terk edilmesi anlamına gelmez' (Danıştay 8.D.,25.2.1992 gün, E.1991/1695, K.1992/322)

       "Hastane tarafından serbest diş tabibine sevk halinde, bu tabip tara­fından yapılan tedavi giderinin tama­mının Devlet Memurlarının Tedavi Yardımı ve Cenaze Giderleri Yönet­meliğinin 22. maddesi uyarınca ödenmesinin gerektiği.  (D.5.D.JE. 1993/7472, K.1996/1326)

       işin yapılmasından sonra iş sa­hibinin bundan duyduğu memnun­lukla verdiği hediyeyi kabul eden memurun eyleminde suç öğeleri yoktur. Disiplin cezasını gerektirir." (Y.5.C.D.30.4.1987/4612-2622)

       "Duruşma dışındaki ikrar kesin­likle delil olamaz." (Yargıtay Ceza Ge­nel Kurulu'nun 10.12.1990/6-25 E.335 K.)

       Hakim önünde olmayan ikrarın delil niteliği taşımayacağına ilişkin Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararları (02.02.1987, 314 E. ,18 K.­16.02.1987,6/721 E., 50 K,)

       "istifa dilekçesinin yetkili merci­lerce kabul edilmemesi üzerine bir aylık bekleme zorunluluğuna uyarak üstüne haber vermek suretiyle göre­vinden ayrılmış personelin görevin­den çekilmiş sayılamayacağı yeni­den göreve atanmasında 657 sa­yılı yasanın 97.maddesinin a ben­di hükmünün uygulanması gerektiği."(0.1.0.22.11.1983.E.1983/254, K.1983/281 )

       "Kademe ilerlemesinin durdurul­ması cezası disiplin kurulunca veril­mesi hükme bağlandığından bir alt ceza uygulama yetkisinin yine aynı kurula ait olduğu, bu cezanın disiplin amirince verilmeyeceği" (Danıştay 8.0. 1996/4782.E., 1999/714 K.)

       "Okul müdürü olan sanığın hazi­neye ait olan lisenin bahçesindeki kavak ağaçlarını yasal işleme dayandırmadan kestirip satarak parasını okul koruma derneğine aktarması TCK'nın 240. Maddesine uyar." (Y.4.C.D. 22.9.1997/7705-7325)

       "Maaş kesim cezasında (4357) üç günlüğe kadar olan ifadede üçüncü günün dahil olmadığı." (0.5.0.12/5/1975 E. 1973/6323 K. 1975/2671 )

        "Bir kamu görevlisine isnat edi­len disiplin suçu, aynı zamanda ceza yasasına göre de suç niteliği taşıyor­sa, ceza kanununa göre yapılan so­ruşturma ve yargılama  sonunda suçsuz görülen ilgiliye isnat edilen suçu işlediğinin kabul edilemeyece­ği." (0.10.0. 12.11.1984, E.1984/907. K.1984/1860)

       Eşin hastalığının diğer eş için, mazeret izni verilmesini gerektirecek nitelikte kabul edilebilir bir mazeret olduğu tartışmaya yer bırakmayacak kadar açıktır." (0.5.0.,20.10.1992. E.89/2377,K.92/26881

"Memurların görevleri nedeniyle öğrendikleri suçlan yetkili yerlere bil­dirme görevi adli görevlerindendir. Bu nedenle TCK’nın 235. Maddesin­deki suçu işleyen memurlar hakkın­daki kovuşturmalar genel hükümler uyarınca yapılır." (YC.G.K. 30.06.1998 YYB 198-254-10167)

         "Bir müfettişin başka bir mahalle hareketi sırasında da, belirli saatler­de hareket etmeyen otobüsün hareketini beklemeye vazifesinin müsait olmadığı ahvalde otomobil ile seyahati mümkün olup bunun için önceden ita amirinden izin alınmasına gerek yoktur. Zikredilen zaruretin, dairesi amirince tasdik edilmesi şartıyla otomobil ücretinin ödenmesi ge­rekir."                 (Sayıştay G.K.Kararı 15.07,1954/2203)                              

       "Resmi mührü kaybetmek eyle­minin disiplin soruşturmasını değil TCK'na göre ceza kovuşturulmasını gerektirdiği" (0.2.0. 15.1.1987, E.1996/3493 K.1997/42)

       ☼"Şehir dahilinde muvakkat vazife seyahatlerinde bir semtten diğer semte aynı zamanda muayyen tarife­li vasıtalardan otobüs, tren, vapur, do/muş işletilmekte ise, memurun bu vasıtalardan en ucuzunu tercih mecburiyeti olmayıp yolculuğu sıra­sında tesadüf edeceği bu vasıta/ar­dan herhangi birine binebileceğine" (Sayıştay G.K.Kararı 15.07.1954/2203-4)

       Kamu görevlileri hakkında ceza soruşturması açılmasına ilişkin olarak verilen kararların, idari davaya konu olacak nitelikte kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olmadığı (D.: 8.D2 E: 1997/1582; K: 1998/333)

       Kesinleşmiş disiplin cezasının yeni bir idari işlemle ortadan kaldırılamayacağı (D.:8 D2: E: 1998/4988, K.: 1998/3015)

       ☼         Bir memur hakkında takdir edilen disiplin cezası ile ilgilinin eylemi arasında adil bir denge bulunmasının, disiplin hukukunun temel ilkelerinden olduğu (D.8 D2. E: 1995/3680, K.: 1997/3928)

       ☼ T. C. Anayasası'nın 90. maddesinin son fıkrasında usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası anlaşmalarının kanun hükmünde olduğu ve bunlar hakkında Anayasa'ya aykırılık iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurulamayacağı kurala bağlanmıştır. Uluslararası Çalışma Örgütünün (İLO) T.B.M.M.'ce onaylanarak yürürlüğe giren 87, 98 ve 151 sayılı sözleşmelerinde, memurlar dahil olmak üzere tüm çalışanların sendikal örgüt kurmaları ve üst kuruluşlarının amaçları doğrultusunda etkinliklerde bulunabilecekleri kabul edilmiştir. Nitekim söz konusu sözleşmelerinin iç hukukumuza yansıtılması için çalışmaların sürdüğü ve kamu çalışanlarının sendikal örgütlenme ve faaliyette bulunma hakkının engellenmemesi yolunda Başbakanlığın 05.08.1'999 tarih ve 1999/44 sayılı Genelgesiyle duyurulmuş olup, Anayasamızın "Sendika Kurma Hakkı" başlıklı 51. maddesi de bu doğrultuda yeniden düzenlenmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; davacının Kırklareli İlinde ilköğretim müfettişi olarak görev yaptığı 01.12.2000 tarihinde KESK adlı sendika konfederasyonun çağrısına uyarak işe gitmediği, hakkında düzenlenen soruşturmada da bu yönde ifade verdiği, bu eylemi nedeniyle 1/30 oranında aylıktan kesme cezasıyla cezalandırılmasına yönelik dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmıştır.

Yukarıda anılan Yasa'da belirlenen disiplin cezası verilmesine neden olacak fiilin "özürsüz olarak" ve işyerindeki işlevlerini kasıtlı olarak yerine getirmeme olarak tanımlandığı açıktır. Olayda ise davacının göreve gelmeme konusunda kasıtlı bir davranışının varlığından söz edilemeyeceğinden, özürden ve toplum psikolojisinden kaynaklanan tutum nedeniyle disiplin cezasıyla cezalandırılmasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Öte yandan hukuka aykırı olduğu Mahkememizce saptanan işlem nedeniyle oluşan davacının parasal kayıplarının davalı idarece tazminine karar vermek gerekmektedir. (Edirne İdare Mahk.  E:2002/4 K:2002/438)

              

  Bu sayfa 22.01.2006 18:27:19 Tarihinde Güncelleştirilmiştir

http://g.gurses.tripod.com