Ana Sayfa

Sizin İçin Sayfası

 

 

 

VAZGEÇİLMEZ ADAM HASTALIĞI

Şirketlere, kurumlara ve ülkelere en büyük kötülüğü, vazgeçilmez, yeri doldurulamaz adamlar yapar. Vazgeçilmez adamı kolayca tanıyabilirsiniz. Bu kişiler çalışma hastası değildir. İşlerine normal saatlerde gelir gider. Ancak yıllık izin kullanmaz. Arada bir iki üç gün işinden uzak kaldı mı, sorumlu olduğu bölümü uzaktan kumanda ile yönetmek ister. Sık sık işyerini telefonla arayarak direktif yağdırır. Beraber çalıştığı elemanlara yetki devretmez. Onlara işin püf noktalarını öğretmez ve sorumluluk vermez. Bunların yönetimindeki kişiler, kendilerini hep frenlenmiş ve kısıtlanmış hisseder. Vazgeçilmez adam, astlarını ezer ve çok zaman çevresine yeteneksiz kişileri doldurur.

Vazgeçilmez adamın üstleri de durmadan rahatsızdır. Yeri doldurulamayacak adam, hastalık gibi bir nedenle işyerinden uzak kaldı mı muhakkak üst yöneticilerin kendi işlerini bırakıp duruma el koyması gerekir. Sorunlar onun yokluğunda acil durumlara, acil durumlar da hızla krize dönüşür. İşin püf noktası vazgeçilmez yöneticinin kıskanç beyninin içinde saklıdır. Bu tür yönetici, ya bir megalomanyaktır yada iş güvencesini “yeri doldurulamayacak” adam olmakla sağlayacağını düşünür. Şirketi, kurumu veya vatanı kurtarmaktan derin bir tatmin duygusu elde eder. Bu kişiler, kurumların can damarlarındaki pıhtılar gibidir. Şirketlerin dinamizmini ve enerjisini yok ederler. Kurumun bünyesindeki kireçlenme ve enfarktüs belirtilerini hep bu tür yöneticiler yaratır. Küçük ve orta boy şirketlerin büyüme yollarını bunlar tıkar.

Wall Street Journal gazetesinin çok okunan “Yöneticinin Günlüğü” köşesinde Everett T. Suters vazgeçilmez adamların yarattığı soruna basit bir çözüm yolu öneriyor. Kendisi de aynı sorunları yaşamış Suters’in önerisi şöyle: Vazgeçilmez adamı, en az üç haftalığına yıllık izine çıkarın ve iş yerini aramamasını isteyin. Onun yokluğunda çalıştığı bölümdeki faaliyetleri, yetki ve sorumlulukları elden geçirin. İşin akışına göre yeni bir sistem kurun. Vazgeçilmez adamın yardımcılarına yetki ve sorumluluk verin. Böylece hem onu, hem ekibi, hem de şirketinizi kurtarmış olursunuz.

Şirketler ve kurumlarda artık kendini lüzumsuz kılan yöneticilere şiddetle ihtiyaç var. Elemanlarına yetki veren, onlara sorun çözmenin zevkini tattıran yöneticiler, kurumlaşmayı daha kolay gerçekleştiriyor. Beynindeki her bilgi ve deneyim birikimini gençlere aktaran, onları yetiştiren insanlar, işyerindeki demokrasiye güç veriyor, gelişme yollarını açıyor. İşletmeler için en yararlı kişiler vazgeçilmezler değil, kendini açığa çıkarmak isteyen bu lüzumsuz adamlardır. LÜZUMSUZLARIN DEĞERİNİ BİLİN.

Çevrenizde size vazgeçilmez adam diye bakıyorlarsa, önlem almakta gecikmeyin. İşten ayrıldığınızda veya emekli olduğunuzda yapılan törenlerde hiç kimse size “o, yeri doldurulamayacak bir kişiydi” diyemesin. Servisiniz veya şirketiniz bir okul gibi olsun. Rahle-i tedrisinizden yetişen kişiler, sizin çevrenizde öğrendikleri ile öğünebilsin. Eğer siz görevi bıraktığınızda, işler eskisine göre daha iyi yürüyorsa, siz görevinizi fazlasıyla yapmış sayılırsınız.

Kolayca vazgeçilir ve bünye içinden yeri doldurulabilir bir kişi olduğunuzda, çalıştığınız işyeri artık rüştünü ispat etmiş demektir.

        (Ekonomik Panorama, 25 Mart 1990)        

              

  Bu sayfa 06.11.2007 20:20:58 Tarihinde Güncelleştirilmiştir