Ana Sayfa

Sizin İçin Sayfası

 

ANNEME MEKTUP

 

            Anneciğim, hep seni ne kadar sevdiğimi, küçücük yüreğimdeki kocaman yerini anlatmak istedim; Ama başaramadım. Çünkü hiç anlamaya çalışmadın. Bir gün bahçeden sana çiçek topladım bardağa koydum, getiriyordum ki bardak birden elimden düştü kırıldı. Çiçekle sana sevgimi anlatacaktım. Kırılan bardak için o kadar bağırdın ki bir daha çiçek vermemeye yemin ettim.

            Anne, benim küçük yüreğimde herkesi sevecek kadar yer var. Ben herkesi çok seviyorum. Ama sen insanların hep kötü oldukları onlara güvenilmemesi gerektiğini söyledin. Ben de artık insanları sevmiyorum.

            Anneciğim, bir türlü küçük kafam almıyor bana başkasına vurmayı sen öğrettin. Bende doğduğumda vurmayı bilmiyordum ki neden şimdi kardeşime vurmama kızıyorsun? Ben ona vurunca sen elime vuruyorsun.  Anne babamı hiç sevmiyor musun?. Hep beni onula korkutuyorsun onu sevmemi istemiyor musun? Ben bir şeyi bağırmadan istersem vermiyorsun bağırarak istediğimde veriyorsun o yüzden bağırarak ağlayarak istiyorum; Hem de dediğini yapmak için bağırmanı bekliyorum. Biliyor musun sen bağırman hoşuma gidiyor. O zaman benimle ilgilendiğini düşünüyorum.

            Anne, sana güzel bir haberim var. Artık yemeklerimi yiyeceğim. Bir an önce büyümek istiyorum. Neden mi? Seninle konuşurken yukarılara bakmaktan bıktım. Artık boynum ağrıyor. Artık büyümem daha çok sürecekse neden sen çömelerek konuşmuyorsun? O zaman kendimi daha iyi hissedeceğim. Konuşurken gözlerini görmek istiyorum. Gözlerinin derinliğinde sevildiğimi anlamak istiyorum.

            Anneciğim, neden o çok sevdiğin arkadaşların çocuklarına kendi eşyalarını vermiyorsun. Onlara oyuncaklarımı vermekten hoşlanmıyorum. Oyuncakları bana mı yoksa anlara mı alıyorsun? Onlar kırınca kızmıyorsun, ben kırınca “sende hiç insaf yok mu?” diye beni cezalandırıyorsun. Artık ona da çözüm buldum, kırılınca saklayacak, başkaları kırmış gibi misafirler gelince sana göstereceğim.

            Anne, beni neden dinlemiyorsun? Benim çizgi kahramanlarım kırılan oyuncağım kaybolan kalemim neden seni ilgilendirmiyor? Beni de senin şefin, arkadaşının yeni aldığı çanta hiç ilgilendirmiyor... Onlara dinlemek istemiyorum. Senin beni dinlemeni onların benim için ne kadar önemli olduğunu anlamanı istiyorum. Sadece büyüklere ait şeyler mi önemlidir?

            Anne, yeni bakıcımı hiç sevmedim. Saçlarımı senin gibi taramıyor, bana eski bakıcım gibi şefkatle bakmıyor. Anne, sen bana neden şefkatle bakmıyorsun.

            Anne, evdeki eşyaları sehpayı, kül tablalarını, televizyonu kıskanıyorum; onları kırmak yok etmek istiyorum. Onlar olmazsa beni daha çok seveceğini düşünüyorum. Hem de onlara kırma korkusu olmadan evin içinde rahatça koşup oynayabileceğim. Onları temizlemek için ayırdığın vakti bana ayırmıyorsun. Demek ki onları benden de çok seviyorsun.

            Anneciğim, evde oynamaktan bıktım. Dışarıda koşup oynamak, minik su birikintilerine ayağımı sokmak, dökerek pasta yemek, elimle makarna yemek, ayranı üstüme dökmek istiyorum. Anne ben yaşamak istiyorum. “Yapmaların, etmelerin” olmadığı, sevginin çok olduğu, annelerin çocukları anladığı bir yer istiyorum.

            O yeri bulmak için buralardan gitmek istiyorum. Belki bir koşun kanadında, belki bir çiçeğin yaprağında, belki bir balığın akvaryumunda...

Sevgilerimle

Basından

 

 

              

  Bu sayfa 06.11.2007 20:11:23 Tarihinde Güncelleştirilmiştir