Ana Sayfa

Atatürkçülük sayfası

H.Bektaş Veli Sayfası

 

 

Büyük Türk ve İslâm Düşünürü Hacı Bektaş-ı Veli Külliyesinin

 Bölümleri 

"Ya Fettah

Vakfı aleyni kethüda yeni çeriyan dergâhı âliye

1028" ()

A-Birinci Avlu

  • Üçler Çeşmesi (Fevzi Baba Çeşmesi)

  • At evi

  • Çamaşırhane ve Hamam

  • Üçler Kapısı

B-İkinci Avlu

  • Arslanlı Çeşme

  • Havuz

  • Müze İdaresi

  • Aş Evi

  • Meydan Evi

  • Kiler Evi

  • Camii

  • Mihman Evi

C-Üçüncü Avlu

  • Dedebaba Mezarları

  • Pir Evi Girişi

  • Çilehane

  • Güvenç Abdal Türbesi

  • Pir Evi

  • Kırklar Meydanı

  • Balım Sultan Türbesi

Günümüzde müze olarak faaliyette bulunan Hacı Bektaş-ı Veli külliyesinin ilk nüvesi  Hacı Bektaş Veli zamanında inşa edilen Çilehane ile başlamıştır.  Osmanlı Hükümdarları Orhan Gazi,  Murat Gazi, Yıldırım Beyazıt ve Yavuz Sultan Selim külliyeye ek ilaveler yaptırmışlardır. Daha sonraları Osmanlı Hükümdarlarından  IV. Mustafa,  Abdulaziz ve  II. Abdulhamit zamanında  da külliye onartılmıştır. 

1925'de Tekke ve Zaviyelerin kapatılması ile Hacıbektaş'taki bu Dergah da kapatılmış, içinde bulunan eserler, Ankara Etnografya Müzesi ne taşınmıştır.  Hacı Bektaş Veli Külliyesi 16 Ağustos 1964 tarihinde  müze haline getirilmiş, daha önce Etnografya Müzesine tasınmış olan eserler  tekrar Hacıbektaş'a getirilerek bu müzede sergilenmeye başlanmıştır.

Hacıbektaş Müzesi, günümüzde Kültür Bakanlığı'na bağlı  müzelerimizdendir. 

A- BiRiNCi AVLU

Üçler Çeşmesi (Fevzi Baba Çeşmesi): Avlunun doğusunda  Üçler Çeşmesi bulunmaktadır. Çeşmenin etrafı, renkli taslar ile süslenmiş olup, üzerinde Arapça metinli bir kitabe vardır.

Ana giriş kapısının tam karşısında ikinci avluya girilen Üçler Kapısı vardır. Bu kapı ile ayni hizada, külliyenin hamam ve çamaşırhanelerinin giriş kapıları da mevcuttur.

  Müzenin ana girişi olan kapıdan girince  bir avlu ile karşılaşılır. Bu avluda, eskiden kapının sol tarafında  kerpiçten yapılma At evi ile sağ tarafında  Ekmek Evi bulunmakta idi, ne yazık ki günümüzde bunlar yok olmuştur.

 B- iKiNCi AVLU 

İkinci Avluya  "Üçler Kapısı" adi verilen bir kapıdan girilir. Bu avluya Dergah Avlusu da denir.  Üçler Kapısı'ndan girilince kare planlı  bir havuz göze çarpar. Havuzun Üçler Kapısına bakan duvarı üçgen alınlık biçimindedir. Üçgenin tepesine mermerden 12 dilimli (Hüseyni) bir taç bulunmaktadır. Üçgenin havuza bakan tarafında ise, mermerden bir çerçeve içinde 12 mısradan oluşan bir kitabe mevcuttur. Havuzun 1906-1908 yılları arasında Beyrut Valisi olan Halil Paşa'nın eşi tarafından yaptırıldığı kitabenin metninden, anlaşılmaktadır. Havuzun ortasında, da bir fıskiye bulunmaktadır.İkinci Avlu'da havuzdan başka; Aslanlı Çesme (Çeşmeye, Mısır'dan getirilin aslan 1854 yılında taktırılmıştır), Tekke Camii, As Evi, Kiler Evi, Meydan Evi, Mihman Evi ve Dedebaba köşkleri bulunmaktadır.

AŞ EVi

Aş Evi'ne iki kanatlı kapıdan girilir. İki koridordan sonra asıl Aş Evi salonuna girilir. Birinci koridorun sağ tarafındaki küçük odada Aş Evi babasının mezarı vardır. İkinci koridora açılan kapı üzerinde Arapça metinli  Miladi 1560 tarihli bir kitabe bulunmaktadır. Giriş kapısının tam karşısındaki ocak üzerinde, Hacı Bektaş Veli'ye gönül verenlerce  kutsal bilinen Kara Kazan yer almaktadır. Salonun kuzeybatısında bulaşık yıkama yeri ve bunun yanında   Et soğutma yeri mevcuttur.As Evi salonundaki vitrinlerde sergilenen eserlerin çoğu Hacı Bektaş Veli Dergahı'nın orijinal eserleridir. 

CAMI

Osmanlı Padişahı II.Mahmut döneminde şeyhülislâmlığın dergah şeyhine emri üzerine bu cami  yaptırılmış olup dönemin süslemeleri ile bezendirilmiştir. Caminin ilk tamiri 1886 yılında, ikinci tamiri ise 1958 yılında yaptırılmıştır.

MİHMAN EVi 

Günümüzde  müze deposu olarak kullanılan Mihman Evi, eskiden tekkeye gelen misafirlerin yeme, içme ve yatma ihtiyaçları için kullanılmıştır. Mihman evi iki odalıdır. Birinci oda dikdörtgen biçiminde, yüksek küçük pencereli, birçok gömme dolaplı ve tek ocaklıdır. İkinci oda girişin sağında tek penceresi ve ocağı bulunan küçük bir odadır.

MEYDAN EVi

Revakların tam ortasındaki kapıdan Meydan Evi'ne girilir. Giriş kapısının üst söve taşı üzerinde, Hacı Bektaş Veli Külliyesinin en eski tarihli Arapça kitabesi bulunmaktadır. Kitabe 769 H. ( 1367) tarihini taşımaktadır. Söve taşının alt yüzündeki kitabe ise Lâtincedir. Hacı Bektaş Veli dergahının en önemli evlerinden birisi de Meydan Evi'dir. Burası yabancılara, özellikle cem ayini sırasında daima gizli tutulmuştur.

Tarikata girme, ikrar verme, nasip alma merasimi ve cem ayinleri bu evde yapılmıstır. Giriş kapısından içeri girilince, iki büyük sekisi olan bir sofa ile karşılaşılır.  Sekilerin üzerinde hali ve kilimler ile kenarlarda yastıklar bulunmaktadır. Duvarlarda ise, Osmanlıca levhalar vardır. 

Sofadan, geniş dört köşe planlı, dört tarafı ahşap sedirli olan esas Meydan Evi odasına girilir. Odanın giriş kapısı karşısında bir ocak vardır. Tavan dokuz kat gök kubbeyi temsil eden ahşap bindirme kirişlerle örtülmüştür. Odanın sedirleri üzerinde desenli  kilimler, kilimlerin üzerinde 12 adet makam postu vardır. Horasan postu ile niyaz taşı giriş kapısının sol tarafındadır. Ocağın sağ tarafında "Bektaşi Tahtı" mevcuttur.

Ocağın üzerinde, 15. yüzyılda yapıldığı sanılan Hacı Bektaş Veli'nin resmi sergilenmektedir. Kök boya ile yapılmış olan tabloda, Hacı Bektas Veli, sağ eli ile tutmuş olduğu ceylanı göğsüne basmış, sol eli ile de, ceylana bakan vaziyette duran aslanı kucağına alarak okşamaktadır. Bu tablo, Hacı Bektaş Veli'nin barışçı felsefesinin bir sembolü durumundadır.

Duvar üzerinde ayrıca Veysel Karani, Hacı Bektaş Veli ve halifeleri, Balım Sultan, Mekke'nin eski durumu, Sarı İsmail ve Kaygusuz Abdal-Kazak Abdal resimleri ile çeşitli levha ve resimler asılıdır. Meydan Evi odasının güney tarafından açılan bir kapıdan Meydan Evi babasının makam odasına geçilir. Yüksek dereceli misafirlerin de burada kaldıkları odanın, ahşap sedirleri ve dolapları vardır. Tavan meydan evi odasının tavanı gibidir. Bu tavan orijinal olarak kalmıştır. 

 KiLER EVi

Günümüzde Halk Kütüphanesi Müdürlüğü'ne tahsis edilmiş olan Kiler Evi'ne, Meydan Evi'nin bitişiğindeki kapıdan girilir. İki katli olan Kiler Evi'nin alt katında eskiden dergahın kasası, kıymetli eşyaları ile yiyecek ve kullanılacak eşyaları muhafaza edilmiştir. Menkıbeye göre Yunus'un buğday almaya geldiği deponun da bu bolümde olduğu rivayet edilmektedir. İkinci kat ise Dedebaba köşkü olarak kullanılmıştır.

 

C- ÜÇÜNCÜ AVLU

Bu avluya Altılar Kapısı denilen çift kanatlı bir kapıdan girilir. Kapının kemeri renkli taslardan yapılmış olup, kemer üzerinde büyükçe bir de teslim tacı vardır.

Atatürk Köşesi:

Kapıdan girilince sağ taraftaki sekiye, Atatürk'ün bir büstü yerleştirilmiştir. Müze, Atatürk'ün Kurtuluş Savası sırasında, Sivas Kongresi'nden sonra Ankara'ya ilk gidişlerinden önce uğradıkları Hacıbektaş'ta dergahı ziyareti esnasında ilk dinlenme yeri olan bu kısmı Atatürk Köşesi olarak değerlendirmeyi uygun bulmuştur. Üçüncü Avlu'ya girince, alçak gönüllü görünüşüyle  Hacı Bektaş Veli Türbesi (Pir Evi) dikkatimizi üzerine çeker. Sağ tarafta ise Balım Sultan Türbesi ile derviş ve baba mezarları bulunmaktadır.

  PİR EVİ

Türbenin cephesi, yan yana üç kemerli bir eyvandan meydana gelmektedir. Pir Evi'ne ortadaki büyük kemerin altındaki demir parmaklıklı çift kanatlı kapıdan girilir. Kemerin üzerinde yan yana çarkı felek, oniki imamları temsil eden altılı yıldız, hilal ortasında teslim taşı motifleri bulunur. Motiflerin altında da yine bir teslim taşı bulunmaktadır.

Kapıdan girince sekiz basamak merdiven, bundan sonra düzlük bir bolum gelmektedir. Bu geçit kısmının sonunda, Pir Evi giriş kapısı önünde, eşik hizasında, Türbenin yapı kalfası Yanko Medyan'ın mezarı olduğu söylenmektedir. Bu mimar, çatıda çalışırken ayağı kayarak düştüğü, düşerken de "Yetiş Ya Hz. Pir" diye bağırdığı; bu sırada sanki birisi tarafından tutulmuş gibi yere rahat indiği; bunun üzerine Hacı Bektaş Veli 'ye bağlandığı ve onun yoluna girdiği; bu bağlılıktan dolayı da, ölünce Türbeyi ziyarete gelenlerin kendisini çiğneyerek geçecekleri biçimde Pir'in kapısının eşiği altına gömülmeyi vasiyet ettiği rivayet edilir.

Pir Evi girişinin sağ ve solundaki sekilerde, Dergahta hizmet görmüş Babaların mezarları bulunmaktadır. Altı tanesi sağ sekide, altı tanesi de sol sekide mezar bulunmaktadır. Mezarlardan bir kısmının mezar taşı var, bir kısmının yoktur. Bir tanesi hariç, hepsinin başında 12 terkli Hüseyni taç vardır. 

 Ak Kapı ismi de verilen Pir Evi giriş kapısı muntazam mermer bir yapıdır. Mermerler Selçuklu devrinin güzel motifleri ile süslenmiştir. Kapının üst başı sarkıtlıdır. İki yanında küçük hücreler vardır. Kapının kemerinin yukarı tarafında kilit taşı üzerine oyulmuş, Selçuklu arması olan çift başlı kartal, onun altında boya ile ibrik şeklinde yazıdan bir motif işlenmiştir.

Ak Kapıdan iki basamaklı bir merdivenle loş bir koridora girilir. Koridorun sağ tarafında Çilehane denilen kısım vardır.

 

ÇiLEHANE 

Hacı Bektaş Veli Dergahının çekirdeğini teşkil eden ve Dergahın en eski yapısı olan bu kısımda, Hacı Bektaş Veli'nin halvet olduğu söylenir. 

 

 KIRKLAR MEYDANI

Hacı Bektas Veli Türbesi önünde genişçe bir salondur. Bu salonun yüksek olan tavanı üç kemer tarafından taşınmaktadır. Kemerler arasında ahşaptan yapılmış, ortada iki tam, yanlarda iki basık kubbe, güneş sembolleri ile süslenmiştir. Oldukça geniş olan Kırklar Meydanı'nı "Hacet (Muruvet) Penceresi" aydınlatmaktadır.

Kırklar Meydanı'nın doğusunda Resul Bali'nin mezarı ile Horasan Erleri'nin mezarları bulunmaktadır. Mezarların hiçbirisinde kitabe yoktur. Mezarların bulunduğu bu seki üzerinde, ağaç, parmaklıkların dışında, antika saatler, Iran sahi Rıza Pehlevi'nin armağanı olan Iran halisi, şamdanlar, levhalar ile ipek seccade ve Hacı Bektaş Veli'ye gönül verenlerin, dilinden ve gönlünden hiç bir zaman çıkarmadıkları Kırk Budak şamdan yer almaktadır. Meydanın Hacet Penceresi önündeki vitrinlerde, Bektaşilikle ilgili eserler teşhir edilmektedir.

Birinci vitrinde, Hz. Ali'nin ceylan derisi üzerine Kufi yazısı ile yazmış olduğu, Kur-an'ın "Secde" suresinden bir parça, diğer iki vitrinde; tarikat ile ilgili, 12 dilimli teslim tasları, bele kuşanılan kamberiyeler, kemer üzerine takılan palenkler, mücerret dervişlerin kulaklarına taktıkları küpeler teshir edilmektedir.

Duvarlar ve pano üzerinde ise yine Dergahla ve Bektaşilikle ilgili levhalar bulunmaktadır. Kırklar Meydanı'nın sol (batı) tarafında ise, Çelebi mezarları ile Ahmet Cemalettin Çelebi'nin mezarı yer almaktadır. Mezarların hiçbirisinde kitabe yoktur. Kırklar Meydanı'na girişte sağ tarafta bulunan kapıdan Hacı Bektaş Veli Türbesi'ne girilir. Türbe, Hacı Bektaş Veli mimari manzumesinin tipik özellik gösteren kısımlarından birisidir. Kare bir planla başlayan türbenin ortasında, Pir'in yeşil örtülü, yüksek sandukası bulunmaktadır. Kırklar Meydanı'nın batısındaki sekiden Güvenç Abdal Türbesi'ne gidilir. Bağımsız bir durumda bulunan türbenin üzeri takviye kemerli tonoz örtülüdür. Türbe içinde yan yana üç tane sanduka bulunmaktadır. Yeşil puşidelerle örtülü olan bu mezarlar, Güvenc Abdal, Dünya güzeli diye anılan kız ve bu kızın hizmetçisine aittir. Bu kısma Kızlar Kümbeti adı da verilir. ((Güvenc Abdal'a ait öykü için Hacı Bektaş Veli Velayetnamesi ' ne bakılmalıdır)

BALIM SULTAN TÜRBESİ 

Balım Sultan Rumeli'nde bulunan Dimetoka'da babasından ve dedesinden feyz almış, tatlı sözleri ile şöhret kazanmış olup Sultan Beyazıt'la sohbet etmiş ve Beyazıt tarafından İstanbul'a çağırılmıştır.Balım sultan İstanbul'da "Batın Padişahı" diye karşılanmıştır. Sultan Beyazıt'ın müsaadesi ile Tarık-ı Nazenin (Bektaşi tarikatının) devletçe kabul edilmesine katkıda bulunmuştur. Balım sultan padişahın müsaadesi ile Dimetoka'dan Hacıbektaş'a gelmiş, 1484 tarihinde Bektaşilik  "Mücerret Mürşid" postuna oturmuştur, Bektaşiliğin ikinci kurucusu olarak bilinir. 1516 yılında ölünce yerine küçük kardeşi Kalender Çelebi posta oturmuştur. Kalender Çelebi halkın ezilmesi ve katledilmesi üzerine Osmanlı düzenine baş kaldırmış, Sadrazam İbrahim Paşa'nın otuz bin kişilik ordusu karşısında yenilmiş ve öldürülmüştür.

Üçüncü Avlunun sağındaki (Hazret Havlusu'ndaki) Balım Sultan'a ait türbe piramit külahlı klasik bir yapıya sahiptir. Türbenin önünde Hacı Bektaş Veli ile çağdaş olduğu söylenen meşhur Karadut Ağacı halen yasamaktadır. Bektaşilikte ikinci pir olarak tanınan Balım Sultan, Bektaşi Tarikatının kurulup, genişletilmesinde büyük hizmeti olan bir zattır.

1462'de Dimetoka da doğan ve 1516 yılında "hakka yürüyen" Balım Sultan'ın türbesini, Yavuz Sultan Selim'in kumandanlarından Sehsuvaroğlu Ali Bey 1519 tarihinde yaptırmıştır. Türbenin içi kare planlıdır. Kuzeyde bir niş içerisinde kardeşi Şah Kalender'in mezarı bulunmaktadır. Türbenin içinde kollarında ejderler ve buket taşıyan güvercin heykelleri bulunan büyük bir şamdan ile küçük şamdanlar ve kıymetli levhalar yer almaktadır. Türbenin üzerindeki kubbe sekiz köşeli piramit seklinde ve sivri külahlıdır. Külahın ucuna semaya doğru ucan bir güvercin alemi yerleştirilmiştir.

() Bu kitabe Hacıbektaş-ı Veli'nin türbesinin üzerindeki alemde kazılıdır.

KAYNAK:

1- Hacıbektaş Rehberi -Remzi GÜRSES/1964  (Site kurucusunun ağabeyi)

          2- Daktilo Notları -Yakup GÜRSES/2001  (Site kurucusunun babası)

3- Hacıbektaş Belediyesi Internet Sitesi

 

  Bu sayfa 06.11.2007 22:06:38 Tarihinde Güncelleştirilmiştir