YAKUP GÜRSES 

Suavi CESUR

 

  Hacıbektaş'a ilk geldiğim yıllarda (1969) tanıdım, Yakup Gürses amcayı.

  Şehre,akşam saatlerinde verilen elektrik, gece saat 11.00'de kesilirdi. Çünkü şimdi Halk Eğitim Merkezi olan bina Hacıbektaş'a elektrik veren santral olarak kullanılırdı. Hava karardığında jeneratör çalıştırılırdı. Saat 11.00'de tekrar tesilirdi. (Bu işi yapan İbrahim Şahinli -İbraam Ba'yi saygıyla anıyorum.)

  Kesilen elektriklere karşın hemen hemen her evde şişeli, fitilli gaz lambaları bulunurdu.

  Piknik tüpleri kullanıma çıkmadan önce su ısıtmak ve yemek yapmak için, birçok kişi için lüks sayılan bakırdan, pompalı gaz ocakları kullanılırdı.

  Doğaldır ki; bunları kullanan, ihtiyaç olan gaz yağını almak için bu nada Kültür Sitesi ile Hacıbektaş Veli heykeli arasındaki bölgede bulunan, tulumbalı gaz satış yerine gider, boğazından kendir iple bağlanmış rakı yada şarap şişeleriyle gaz yağı alırdık.

  İşte o zamandan bu güne 37 yıldır tanıyorum Yakup amcayı.

  "Nüfus kaydına göre 1912 doğumluyum" diyor, Yakup amca. Ama ana yaşının 96 olduğunu söylüyor.

  "Osmanlıca'yı ve yarı yarıya Arapça'yı bilirim. Hacıbektaş dergâhındasi eski eserleri Türkçe'ye çevirdim.Tahrir Emlak kayıtları için,mahkemelerde, noterlerde bilirkişik yaptım. Okuldan aldığım belge, bu gün üniversite dengidir" dedi.

  Okumayı çok sevdiğini ve kendini geliştirmek için 75-80 yıldır okuduğunu senelerce dava vekilliği yaptığını söyleyen Yakup amca ekonomik gücü olmayan, yetim olan, okumak isteyen birçok çocuğa, gence para yardımı yaptığını bununla da gurur duyduğunu belirtti.

  Bir buçuk iki yıldır gözlerinin görmediğini, bu nedenle okuyup yazamadığını ve buna çok üzüldüğünü söylüyor Yakup amca.

  Yaşamına pek çok şeyi sığdıran Yakup amcanın otobiyografisi ve şiir kitabı var. "Çocuk yaşta babamın yanında işe başladım. 1960 yılından sonra, seyyar satıcılık yaptım. Arşın malları (manifatura) satmak için eşek sırtında pazar günleri, Mucur, Kırşehir pazarlarını dolaştım. Ortakçılarımla birlikte Zahire (buğday) alıp satardım. Ayrıca kasaplık hayvan ve kereste ticareti yaptım" diyor, Yakup amca.

  Gazetemizin taa Japonya'daki bir bilim insanına gittiğini söylüyorum. Bana sarılıp öpüyor "işte bu" diyor.

  "Yavrum bu bilgiler toprağın altına gitmesin, yaşanmışlıklar insanlara örnek olsun. Okuyan toplum, çağdaş toplumdur. Aydınlık toplumdur. Vatana Millete faydalı olması kaydıyla..." diyerek, sohbetimize aydınlık umutlar taşıyor, Yakup amca.

  Milli Eğitim Bakanlığı'ndan, Kaymakamlıktan takdirnameler alan bu güzel insana sağlıklar ve esenlikler diliyorum.

 

                                            21 Ocak 2006/Sayı 26

                                     Sulucakarahüyük Gazetesi

 

Bu sayfadaki yazı izin almadan yayımlanamaz

  Bu sayfa 28.06.2008 12:39:57 Tarihinde Güncelleştirilmiştir