Ana Sayfa

O.Rehberlik

    Sayfası

 

 

 

YEMEK YEMEYEN ÇOCUKLAR      

 Tabağını önünden alın çöpe dökün bu hayali aklınızdan çıkarmadan yeni değişik bir şeyler hazırlayın. 

 Her şeye rağmen yemiyorsa bırakın aç kalsın. En fazla 8-10 saat sonra kendi gelip 'anne mama' diyecektir. Hiçbir çocuk açlıktan ölmemiş . Onun sizden mama istemesi zevkini hiç olmazsa bir kez yaşayın.

 Şişman çocuklara bakıp imrenmeyin. Onun yerine kendinize benim çocuğum zayıf ama sağlıklı diye telkinde bulunun. Zaten doktorlar da şişman bebek sevmezler . İleride şeker ve kalp rahatsızlıklarına aday olur bu çocuklar.

 Her öğünden önce 3-4 ayrı çeşit yemek hazırlayın. Yedirme şansınız bir anda 4 katına çıkacaktır. 

 %100 garantili yiyeceklerden haftada bir gün yedirin . En azından haftada bir gün mutlu olun. Bu yiyecekleri siz seçin ama benim tercihlerim şunlar : Patates kızartması - Makarna - Muhallebi – Muz

 Aman bırakın yemesin. Bizim annelerimiz de biz yemiyoruz diye üzülüyorlardı. Şimdi de rejim listelerimiz buzdolaplarımızın kapılarından eksik olmuyor. Demek ki hepsi öyle veya büyüyor. Büyüyüp rejim listelerinden bahsettiği zaman bol bol dalga geçip intikamınızı alırsınız!

 Yemek yemeyen çocuğunuza ısrar etmeyin nasılsa acıkınca yiyecektir. Ama yemek saatini bekletin ki her şeyin farklı zamanlarda yapıldığını öğrensin.

 Zorla yemek yedirilen bebek bir süre sonra kendine uzatılan herşeyi reddeder

 Bu yaşta, çocuk artık söylenenleri dinleyip anlayacak duruma gelmiştir. Bu çağda yeterli ve dengeli beslenme bilinci kazandırılır. Anne, hazırladığı, çocuğunun tabağına koyduğu her yiyeceğin vücut için yararlarını da devamlı olarak anlatırsa,çocuğun daha iyi öğrenmesini sağlar. Burada, gerek annenin, gerek ailedeki diğer büyüklerin dikkat etmesi gereken husus, çocuğa doğruyu öğretirken, kendilerinin hatalı davranışlarda bulunmamalarıdır. Kahvaltı yapmayan bir annenin, çocuğuna kahvaltı yapmanın yararlarını anlatması inandırıcı olmaz. Sebze yemeğini yemeyen babanın, çocuğuna bu besinlerin değerini anlatması inandırıcı olmaz.

Anne, öğün atlıyorsa veya çay, simit, gazoz, şeker, çikolata çok tüketiliyorsa çocuk da tüketecektir.

Bu yaşlarda zaman zaman veya sıklıkla iştahsızlık durumları oluşabilir. 

 

İştahsızlığın nedenleri:

  Önceki yaşlarda hatalı beslenme alışkanlığının oluşması.

 Çocuklara yaşlarına göre verilmesi gereken yiyecek miktarlarının anne tarafından bilinmemesi.

 Ailenin ilgisizliği veya aşırı ilgisi. Çocuk evde kalmıyor da ana okuluna gidiyorsa okul idarecilerinin de ilgisizliği veya ara öğünlerde verilen gereksiz besinler (gazoz, çay, bisküvi vb.) çocuğun esas öğünde yemek yemesini engeller. Ayrıca, ailenin, çocuğu şişman olsun diye aşırı besleme isteği de iştahsızlığa neden olur.

 Öğün aralarında gereksiz besinlerle beslenme, iştah azalmasının yanı sıra çocuğun tek yönlü beslenmesine neden olur. Çocuk, uygun 1 öğün yemek yedikten ve 3 saatlik bir süre geçtikten sonra ara kahvaltı alabilir. Ara kahvaltıdan 1-2 saat sonra bir öğün yemek yiyebilir. Ayrıca arada verilen yiyecekler de çocuğun sağlığı düşünülerek seçilmelidir. Süt, ayran, meyve ara öğünlerde verilecek yiyeceklerdir. Şekerli yiyecekler, toz içecekler, çay; çocuğa yarardan çok zarar verir.

İştahsızlık, çeşitli hastalıklar sonucu da oluşabilir. Çocukta bağırsak kurtları olabilir. Çocuk iştahsızsa, önce bir doktora götürüp muayene ettirilir, doktorun önerilerine uyulur.

Çocuklarınıza tabaklarındaki her şeyi yemeleri üzerine eğer istemiyorlarsa baskı yapmayın.

Onların bu iyi huylu tuhaf davranışlarının gelip geçici olduğuna emin olarak kabullenin. Çocuğunuzun sevdiği ve sevmediği şeylere saygı göstermeniz, onları yemelerini istediğiniz yeni bir yiyeceği denemek için daha da istekli yapacaktır. Çocuğunuzun büyümesiyle, daha fazla ve daha az sıklıkta günde ortalama beş yada birkaç defa yiyebilirler Üç doyurucu öğün ve birkaç öğün aralarında yenen hafif yiyecekler-meyva.çerez tatlı gibi (Okul sonrası alınan hafif yiyecekler normal bir öğün olarak gereklidirler).Yeni yiyeceklere karşı dereceli bir kabullenme görebilirsiniz. Pek çok çocuk tanıdık olmadıkları yiyecekleri red etmeye ve sebzeleri pas geçmeye devam ederler. Sade ve karışık olmayan tabakları, fırında pişirilen toprak veya cam kaplara göre daha çok sevdikleri görülür ve oda sıcaklığındaki, yiyeceklerden hoşlanırlar. Çoğu çok kuvvetli tadı olan yiyecekleri red eder ve büyük porsiyonlu yiyeceklerle ilgilenmezler.

Öğün saatlerini düzenleyin. masaya oturduğunda aç olduğundan emin olun, böyle olunca çocuğunuz sadece yemeğe eğilmekle kalmaz, yiyecekten hoşlanır da. Hatta çocuğunuz acıkmış bile olsa çocuğunuzun yemek için beklemesi için ona yardımcı olabilecek yöntemler geliştirin. Eğer gerekliyse onu yemeğin yapıldığı yerden uzak tutun. Belki baba neden yemeğin masada yenmesi gerektiğine dair iyi bir hikaye okuyabilir. Yeme becerileri hala geliştirilmektedir. Çocuğunuzun ara sıra yiyeceği dökebileceği ve tabağının etrafını pis ve dağınık bırakabileceği kaçınılmazdır. Çocuğunuzu ne kadar az eleştirirseniz beslenme alışkanlığı o kadar iyi olacaktır. Araştırmalar gösteriyor ki çocuklar ne kadar eleştirilirse o kadar az iyi besleniyorlar. Bu demek değildir ki bir takım geçerli sınırlar koyamazsınız. Birtakım mutlak davranışlar masaya bağlı değildir.

Bebekler aşırı itina, titizlik, güzel ve şık giyinme, pahalı çocuk malzemelerine hiç ihtiyaç duymazlar, bunlar annelerin nefsine hoş gelen şeylerdir. Bebeğin istediği tek şey annesinin memesi ve anne babasından gelecek içten gelen, bütün tabiliğiyle aktarılan sevgidir. 

Çocuğum sütü sevmiyor, kemikleri gelişmeyecek diye endişeleniyorsanız...

Kemik gelişimi için mutlaka gerekli olan fosfor ve  kalsiyum en ideal oranlarda anne sütünde mevcuttur. İlk 2 yıl anne sütü bebekler için en zorunlu ihtiyaçtır. bu süre içinde ilave süte ihtiyaç yoktur. Çocuk peynir, yoğurt ve sütlü tatlıları yiyorsa süte zorlamanın anlamı yoktur

Anneler şunu unutmamalıdırlar, hangi konuda olursa olsun küçük bir çocukla savaşa girdiklerinde şöyle ya da böyle sonunda kaybedecek olan mutlaka kendileridir. Çocuğu bastırıp istediklerini yaptırmayı başardıklarında ise kaybettikleri çocuklarının şahsiyetidir.

 

YEMEK YEME KONUSUNDA İTİRAZ

    Yemek olayını bazı çocuklar annelerine karşı koz olarak kullanabilirler. Genelde çocuklar anne babayı yönlendirebildikleri konularda ısrarcı olarak o konuda problem çıkarırlar. Bazı durumlarda anne babanın yanlış tutumu bu durumun pekişmesine neden olur. Normalde bir yaşından sonra çocuğun sofraya erişkinler  ile beraber oturması ve yaşına uygun yemekleri yemesi beklenir. Belli bir dönem sonra yemek alışkanlığı gelişir. Çocuğun çok yönlü beslenmesi açısından , normal sosyal gelişimi açısından , psikomotor gelişimi açısından bu durum önemlidir.

    Bazı annelerin '' çocuğum yemek yemiyor'' diye çocuğa ısrarcı ve yanlış tutumları da bu davranış probleminin pekişmesine neden olur. Genelde bedensel ve psikiyatrik problem olmadıkça her çocuk acıkır ve öğün vakti geldiğinde yemeğini yer. Ama çocukta iştahsızlık gerçekten var ise o zaman bazı hastalıkları düşünmek gerekir.

    Yemek yeme konusunda anne babalara şu tavsiyelerde bulunacağız ; En başta öğün vaktine bir iki saat kala dönemden itibaren çocuğa kesinlikle ufak tefek gıda vermeyin , ikinci olarak yemek konusunda çocuk sofraya çağırılmalı ,tabak önüne konduktan sonra kesinlikle iki -üç kereden fazla yemek yeme konusunda ısrar edilmemeli , üçüncü olarak yemek yeme konusunda çocuk ile çok fazla konuşulmamalı. Unutmayınız ki yemek yeme o çocuğun sıra dışı yapması gereken bir olay değil, onun fizyolojik bir ihtiyacı . Bu yaşamsal ihtiyacı ve zevkle yapılması gereken bir şeyi işkence haline getirmemeli . Bir başka nokta da yemek yapmadan önce çocuğun fikri (yemek çeşidi konusunda) alınabilir. Önemli besin kaynaklarını alması için aynı tür  yemek değişik şekiller ile önüne getirilebilir. Aynı zamanda iştahı azaltan bol şekerli bisküvi ve çikolataları belli miktarda alması sağlanabilir.

(Kırklareli RAM)

              

  Bu sayfa 06.11.2007 20:35:07 Tarihinde Güncelleştirilmiştir