Ana Sayfa

O.Rehberlik

    Sayfası

 

 

 

ANNE – BABA VE ÖĞRETMEN OLARAK ÇOCUKLA İLETİŞİM

DERLEYEN:

Kırklareli RAM

 

Çocuğun fizik ve akıl sağlığı için normal gelişmesi, hepimizin amacıdır. Bunun için çocuğun insan ilişkileri açısındanda yaşamını sürdürmesi gerekir. Bugün eğitim, öğretim ve sağlık koşullarını dengelemekle, daha kişilikli ve başarılı gençler yetiştirme olasılığı artmış olur. Davranış bozukluklarında tedavinin temelini, çocukla, anne-baba-öğretmen- çevrenin çocuğa karşı tutumunu düzeltmek oluşturmaktadır.

Çocuğun kendi ayakları üzerinde durabilmesi, öz güveninin gelişmesi, kendisi ve çevresi ile barışık olabilmesi, kendisini düzgün ve doğru ifade edebilmesi aile ve öğretmenlerin vereceği eğitim ve iletişime bağlıdır.

Çocukla iletişim, yalnızca bilgilendirme anlamına gelmez. Bu şekilde duyulmadığını, anlaşılmadığını gören çocuk duygularını ifade etmek için davranışlarında aşırıya kaçar, daha çok ağlar veya hırçınlık ederek kendisini duyurmaya çalışır; içe kapanık ve asosyal olur.

İletişim çocukla bütünleşmek, onun bazı etkinliklerinde beraber olmak, bir birey olarak onun gerçeklerini anlamaya çalışmaktır. Yetersiz iletişimin çocuğun başarısını etkileyeceğinizi unutmayınız; iletişim yetersizliği çocuğun kişilik yapısını, cinsel kimliğini ve sosyal gelişimini olumsuz yönde etkiler. Çocuklar, genellikle iletişim kurulmaması , dinlenmemesi nedeni ile hırsızlık, tırnak yeme, okulda tembellik, derslerde olumsuz davranışlar sergileme, saldırganlık gibi belirtiler ortaya koyar.

Çocukla iletişim esnasında iletişimi engelleyen yaklaşımları: 

A-Emrivaki konuşmak (Bunu söylediğim gibi yapacaksın, yoksa...), 

B- Ders vermek (Ben sizin yaşınızda iken...), 

C- Alay etmek ( Bu yaptığın çok aptalca.), 

D-Küçük düşürmek (senin yaşındaki çocuğun bunu bilmesi gerekir.) bu şekilde bir yaklaşım tarzı sergilendiğinde çocuk direk olarak iletişimi keser ve olumsuz davranışlara arttırarak devam eder. Çocukla konuşurken dinlemek çok önemlidir. Yanlış dinleme şekilleri ise ; 

a-Seçerek dinleme (konuların içerisinden kendini ilgilendiren bölüm hakkında konuşma 

b- Savunucu dinleme (çocuğu dinlerken bazı konuları kendi üzerimize alınarak savunmaya başlamak) 

c- Tuzak kurarak dinlemek (“ acaba neyi yanlış yaptı” diye düşünerek merak edilen durumlar doğrudan sormak yerine yan yollardan sormaktır. Tuzak sorular başladığı zaman çocuk doğru olmayan konuşmalar içerisine girer. )

Çocukla konuşurken yanıtın evet veya hayır olabileceği gibi kapalı sorular çocukları konuşmadan uzaklaştırır. Yanıtı belirleme çabası içerisinde olan sorularda ( Her şey iyi mi?, Burada yaşamaktan mutlusun değil mi?) çocuğa soruyu soranın olumsuz bir yanıt almak istemediğini hissettirdiğinden, çocuklar bu tür sorulara rahat yanıt veremezler. En ideal konuşma ortamı gerçekleştirmek, ucu açık sorularla veya yorumlarla mümkündür (Sonra ne oldu?, Bana ailenden bahset? Sonra ne yaptın? Burada yaşamanın zorluklarını bana anlatır mısın?). Bu tür sorular çocuğa onunla ilgilenildiği ve anlama çabası içine girildiği mesajını vermektedir. Çocukla iletişim kurarken ona olumlu bir bakış açısı ile yaklaşılmalı ve gerektiğinde onurlandırılmalıdır (Bugünkü matematik sorularını çok güzel çözdün vb.).

Ebeveynlerin ve öğretmenlerin, çocuklarını istedikleri davranışlara yönlendirebilmek için ikna etme yolunu kullanmaları ve destekleyici tutum içinde olmaları halinde, beklentilerine olumlu cevap alırlar ( okula yeni başlamış bir çocuğun ilk karalama çabası beğenilip takdir edildiğinde çocuk karşısındakini memnun etmek ve beğeni kazanmak için daha çok çalışma isteği doğurur. “Aferin, güzel oluyor! İstersen bir kez daha deneyebilirsin “ gibi sözler çocuğu cesaretlendirir. Tersine “Beceriksiz, o öyle değil böyle yapılır. İyi bak ta öğren” şeklindeki eleştiri içeren sözler ise onu hayal kırıklığına uğratır ve yeni girişimlerden alı koyar. Sorunların çözümünü saldırganlık ve şiddet yolu ile gösterdiğimizde çocukta arkadaşları ile olan problemlerinde bu yolu deneyecektir.

Anne-baba-öğretmen çocukla konuşurken ona karşı yargılayıcı ve suçlayıcı olmamalı, çocuğun herhangi bir davranışı düzeltilirken “sen” yerine “ben” mesajı kullanılmalı. (örn.: ders anlatırken daha çok sessizliğe ihtiyacım var. Sen konuştuğunda benim dikkatim dağılıyor ve size anlatacakları vermem gerektiği kadar iyi veremiyorum vb. ), “sen “ mesajında ise ( sen yaramazsın, sen aptalsın vb.) çocuk kendisini savunmak zorunda hissedecek o da benzer karşılık verecek ve böylece iletişim ortadan kalkacaktır. Bundan daha da kötüsü çocuğu küçük düşürücü konuşma biçimidir. Eğer çocuğa sürekli olarak onun kötü, aptal ve düşüncesiz olduğu biçiminde mesajlar verilirse, yalnız çocukluk döneminde değil, belleğinde o biçiminde yer ettiği için sonraki yıllarda bile birey kendine o biçimde algılayabilir ve toplumla olan ilişkilerinde zorluklar yaşayabilir. Doğal olarak, her çocuk “ ben” mesajlarının başlangıçta algılayamaya bilir ve bu yöntem yararlı olmayabilir. Bu durumda bile belki başka bir biçimde ya da daha değişik bir ses tonu ile, “ben “mesajları verilmesi sürdürülmelidir. Çocuğun bu durumları alışması için biraz zaman tanınmalıdır. çocuğu dikkatle dinleyip onu anladıktan sonra yaptığı davranışların altında yatan değişik korku ve endişelerin olabileceği akılda tutulmalıdır. Bu duyguları sözcüklerle belirtmek için konuşma arasına girerek “ sanki bana biraz korkmuşsun, üzgünsün... kızgınsın... gibi geldi” gibi cümlelerle altta yatan duygular çözülebilir. Çocuğun söylediklerini anlamak onunla iletişim kurmak demek onun söylediklerine ekleme yapmamak, onun söylediklerini açmak demektir. Sağlıklı bir konuşma yaparken cümleye “ben” diye başlayın, suçlama, genelleme ,yargı ve yorum yapmayın. Çocukla konuşurken göz teması çok önemlidir. Onun söylediklerine ilgi gösterdiğini belirtmek için arada bir baş sallayarak onaylamak, ya da “evet anlıyorum” gibi karşılık vermek çocuğun konuşmayı sürdürmesine destek olacaktır.

Anne-baba-öğretmen kendi beklenti veya düşüncelerine uymasa bile çocuğun konuşmasını kesmeden, eleştirmeden dinlemelidir. Çocukla konuşulurken yargılayıcı veya suçlayıcı olmamalıdır.

Anne- baba-öğretmen olarak çocukların bize saygılı davranmasını istiyorsak, bizimde onlara saygıyla dinlememiz ve olayları bir de onların gözü ile bakarak onları anlamaya çalışmamız ve çocukla iletişimimizi maksimum düzeyde tutmamız gerekmektedir. Çocuğu yetiştirmek ve eğitmek demek aslında kendimizi eğitmek ve yetiştirmek demektir.

 

İLETİŞİMİN TEMEL KURALLARI

Çocuklarla iletişim kurarken izlenmesi gereken bazı temel kurallar.

 

Yapılması gerekenler

Yapılmaması gerekenler

  • Yumuşak bir sesle konuşun

  • Yeri ve zamanı uygun olduğunda şaka yapın ve gülümseyin

  • Göz teması kurun

  • Çocukla yüz-yüze konuşun

  • Açık uçlu sorular sorun

  • Basit ve anlaşılır bir dil kullanın

  • Geri bildirim verin

  • Empatik, sabırlı ve kabul edici olun

  • Etkileşime önem verin, uygun olduğunda kişiye dokunun ve sarılın

  • Dikkatli bir şekilde dinleyin

  • Daha iyi anlamak için sorular sorun

  • Somut ve belirli önerilerde bulunun

  • Konuşulanları yarıda kesmeyin

  • Yargılamayın ve eleştirmeyin

  • Çok fazla konuşmayın

  • Anlatılanlara gülmeyin ve insanları utandırmayın

  • Saldırgan olmayın

  • Duygularınızı gizlemeye çalışmayın (çok abartılı olmayan bir biçimde duygunuzu gösterebilirsiniz)

  • Zıtlaşmayın ve tartışmayın

  • Kişi veya çocuk çok etkilendiğinde veya ağlamaya başladığında tedirgin olmayın.

  • Ne olursa olsun savunmaya geçmeyin, sadece dinleyin

  • Dinlerken başka şeyler yapmayın

  • Çocuğu erken kararlar vermeye zorlamayın.

              

  Bu sayfa 06.11.2007 20:23:25 Tarihinde Güncelleştirilmiştir